“Büyükbabam, Louise Janvier'yi tanıdığında on yedi yaşındaydı. Onu, 1918 ilkbaharında, karton bavulunu bisikletine bağlayıp bir daha dönmemek üzere Cherbourg'daki babaevinden ayrılan bir delikanlı olarak gözümün önüne getirmekten hoşlanıyorum.”
Bir Gün Buluşmak Üzere, savaşların birleştirdiği ve yine savaşların ayırdığı Leon ile Louise'in hikayesi. Birinci Dünya Savaşı'nın son aylarında, iki genç, Fransa'nın ıssız kırsalında, bisiklet sürerken tanışırlar, ilk görüşte aşktır bu. Beraberlikleri kısa sürer ve Alman uçaklarının bombardımanı sırasında yolda patlayan bir bomba ikisini ayırır. Birbirlerini arayıp bulamayınca öldüklerine inanırlar. Yolları ayrılmıştır ama kader onlara beklenmedik kapılar açacaktır. Paris Emniyeti'nde çalışan Leon ile başına buyruk, özgür ruhlu Louise'in yıllar sonra Paris metrosunda tesadüfen karşılaşmaları aşklarında ve yaşamlarında yeni bir dönemeç sunacaktır onlara.
Alex Capus zamana, koşullara ve toplumun dayattıklarına direnen bir aşkın hikayesini savaşın gölgesinde geçen bir yüzyılın içine oturturken savaş Fransası'nın, özellikle de işgal altındaki Paris'in gerçekçi bir tablosunu çiziyor.
“Büyükbabam, Louise Janvier'yi tanıdığında on yedi yaşındaydı. Onu, 1918 ilkbaharında, karton bavulunu bisikletine bağlayıp bir daha dönmemek üzere Cherbourg'daki babaevinden ayrılan bir delikanlı olarak gözümün önüne getirmekten hoşlanıyorum.”
Bir Gün Buluşmak Üzere, savaşların birleştirdiği ve yine savaşların ayırdığı Leon ile Louise'in hikayesi. Birinci Dünya Savaşı'nın son aylarında, iki genç, Fransa'nın ıssız kırsalında, bisiklet sürerken tanışırlar, ilk görüşte aşktır bu. Beraberlikleri kısa sürer ve Alman uçaklarının bombardımanı sırasında yolda patlayan bir bomba ikisini ayırır. Birbirlerini arayıp bulamayınca öldüklerine inanırlar. Yolları ayrılmıştır ama kader onlara beklenmedik kapılar açacaktır. Paris Emniyeti'nde çalışan Leon ile başına buyruk, özgür ruhlu Louise'in yıllar sonra Paris metrosunda tesadüfen karşılaşmaları aşklarında ve yaşamlarında yeni bir dönemeç sunacaktır onlara.
Alex Capus zamana, koşullara ve toplumun dayattıklarına direnen bir aşkın hikayesini savaşın gölgesinde geçen bir yüzyılın içine oturturken savaş Fransası'nın, özellikle de işgal altındaki Paris'in gerçekçi bir tablosunu çiziyor.