Bir Kadının Hayatı, iğfal edildikten sonra ailesi tarafından reddedildiği için İstanbul'a kaçmak zorunda kalan Trabzonlu bir kadının yaşamı çevresinde gelişen olayları anlatır. Bu olaylar, Trabzon'dan Edirne'ye, Mısır'dan İsviçre'ye kadar uzanan geniş bir mekandan başlayarak İstanbul'da sürer ve sonuçlanır. Yazar, bütün kişileri ve olayları, gerçek bir roman okuyucusu olarak tanımladığı şiir ve edebiyat meraklısı Ziyâ ile başlangıçta şiiri, romanı küçümseyen arkadaşıve eniştesi Cemâm aracılığıyla izelr; sonunda da, bir dedektif romanının finalini anımsatacak biçimde, tüm kişileri bir araya getirterek çözümletir.
Olayların, çevrenin ve kişilerin anlatımında oldukça gerçekçi bir yol izleyen Mehmed Celâl, romanın kurgusunda, olayların birbirine bağlanmasında daha çok rastlantılara dayanır. Bu rastlantılar sayesinde, romanın bitiminde iyiler mutlu sona ulaşırken, kötüler ve suçlular cezalarını çekerler.
Mehmed Celâl, roman boyunca, bir yandan olayları geliştirip birbirine bağlarken, bir yandan da edebiyatın işlevi, çeşitli kadın sorunları, esir ticareti ve bunun sosyal ve ahlâkî boyutları, kadın-erkek ilişkileri gibi konuları gündeme getirerek tartışmakta; dönemin İstanbulundan manzaralar çizmekte, günlük hayattan kesitler vermektedir. Bu yönüyle roman, tarilsel bir belge olma niteliği de kazanmaktadır. ...
Bir Kadının Hayatı, iğfal edildikten sonra ailesi tarafından reddedildiği için İstanbul'a kaçmak zorunda kalan Trabzonlu bir kadının yaşamı çevresinde gelişen olayları anlatır. Bu olaylar, Trabzon'dan Edirne'ye, Mısır'dan İsviçre'ye kadar uzanan geniş bir mekandan başlayarak İstanbul'da sürer ve sonuçlanır. Yazar, bütün kişileri ve olayları, gerçek bir roman okuyucusu olarak tanımladığı şiir ve edebiyat meraklısı Ziyâ ile başlangıçta şiiri, romanı küçümseyen arkadaşıve eniştesi Cemâm aracılığıyla izelr; sonunda da, bir dedektif romanının finalini anımsatacak biçimde, tüm kişileri bir araya getirterek çözümletir.
Olayların, çevrenin ve kişilerin anlatımında oldukça gerçekçi bir yol izleyen Mehmed Celâl, romanın kurgusunda, olayların birbirine bağlanmasında daha çok rastlantılara dayanır. Bu rastlantılar sayesinde, romanın bitiminde iyiler mutlu sona ulaşırken, kötüler ve suçlular cezalarını çekerler.
Mehmed Celâl, roman boyunca, bir yandan olayları geliştirip birbirine bağlarken, bir yandan da edebiyatın işlevi, çeşitli kadın sorunları, esir ticareti ve bunun sosyal ve ahlâkî boyutları, kadın-erkek ilişkileri gibi konuları gündeme getirerek tartışmakta; dönemin İstanbulundan manzaralar çizmekte, günlük hayattan kesitler vermektedir. Bu yönüyle roman, tarilsel bir belge olma niteliği de kazanmaktadır. ...