“Bedeni ile konuşanların dünyasın da, kalbim ve dilim ile konuşuyorum ben. Ah kalbim masum, kalbim sessiz.” Bu cümleyi kuran ben, bu cümleyi kalbim ile söylemiş olmam lazım. Ama bu et parçası olan kalbimle olmamalı. Düşünüyorum sıradan insanlar, şairler, yazarlar, ünlü düşünürler ve daha nice insan bilimi ile uğraşan ve kendilerinin de zaman zaman insan olduklarını unutan şahıslar, yani hepsi. Bütün bu sevgi, aşk, gibi duyguları o et parçasının için de olduğunu söyleyebilir mi? Evet söylerler. Bunu söylemeyecek kişiler ise manevi alan da ilim irfan sahibi kimselerdir.
*
Sonra sıra sıra sevdiklerim, beni sevenler, beni sevmeyenler öyle öyle gidiyor. Eğer ki kalbimin tercümanı dilimse, dilimin kan akması gerekmez mi. Dilimden güzel kelimeler akıyorsa, yüzüme güzel bir tebessüm düşüyorsa o zaman benim kalbim et parçası olamaz. Et parçası da kalbimse şayet ikinci kalbimdir. Ben onunla hiçbir duyguyu tadamam, birinci kalbim benim elim de, ikinci kalbim benim değil.
*
İşte hep bu yüzden diyorum ki, Bir kalbi olanlar, bir kalbi daha olanlar. İşte tüm hikayemiz bu kadar. Tüm hikayemiz ikinci kalbimizi bulabilmekte. İkinci kalbinizi bulunuz, onunla tanışınız, oturup muhabbet ediniz. Çünkü o sizlerin gerçek hikâyelerinizin kahramanı olacak olandır, o asıl siz olandır, o asıl sizdedir…
“Bedeni ile konuşanların dünyasın da, kalbim ve dilim ile konuşuyorum ben. Ah kalbim masum, kalbim sessiz.” Bu cümleyi kuran ben, bu cümleyi kalbim ile söylemiş olmam lazım. Ama bu et parçası olan kalbimle olmamalı. Düşünüyorum sıradan insanlar, şairler, yazarlar, ünlü düşünürler ve daha nice insan bilimi ile uğraşan ve kendilerinin de zaman zaman insan olduklarını unutan şahıslar, yani hepsi. Bütün bu sevgi, aşk, gibi duyguları o et parçasının için de olduğunu söyleyebilir mi? Evet söylerler. Bunu söylemeyecek kişiler ise manevi alan da ilim irfan sahibi kimselerdir.
*
Sonra sıra sıra sevdiklerim, beni sevenler, beni sevmeyenler öyle öyle gidiyor. Eğer ki kalbimin tercümanı dilimse, dilimin kan akması gerekmez mi. Dilimden güzel kelimeler akıyorsa, yüzüme güzel bir tebessüm düşüyorsa o zaman benim kalbim et parçası olamaz. Et parçası da kalbimse şayet ikinci kalbimdir. Ben onunla hiçbir duyguyu tadamam, birinci kalbim benim elim de, ikinci kalbim benim değil.
*
İşte hep bu yüzden diyorum ki, Bir kalbi olanlar, bir kalbi daha olanlar. İşte tüm hikayemiz bu kadar. Tüm hikayemiz ikinci kalbimizi bulabilmekte. İkinci kalbinizi bulunuz, onunla tanışınız, oturup muhabbet ediniz. Çünkü o sizlerin gerçek hikâyelerinizin kahramanı olacak olandır, o asıl siz olandır, o asıl sizdedir…