Bir Liderin Doğuşu Recep Tayyip Erdoğan - Küresel Barış Vizyonu (2 Kitap Takım)

Stok Kodu:
3990000018208
Boyut:
13.50x21.00
Sayfa Sayısı:
708
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
110
Basım Tarihi:
2014-02
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
%10 indirimli
30,00
27,00
3990000018208
429048
Bir Liderin Doğuşu Recep Tayyip Erdoğan - Küresel Barış Vizyonu (2 Kitap Takım)
Bir Liderin Doğuşu Recep Tayyip Erdoğan - Küresel Barış Vizyonu (2 Kitap Takım)
27.00

Recep Tayyip Erdoğan - Bir Liderin Doğuşu

Delikanlılık, bir bakıma seçkinci yaşam tarzı karşısında 'çevre'nin geliştirdiği bir refleks, bir meydan okuma imkanı. Bu payeye sahip birinin, öfkesini dile getirirken çoğu kez karşısındaki kişinin 'ahlaki zaafiyetlerini' sayıp dökerek söze başlaması, biraz da bundan.

Modernleşme, geleneksel yapıları marjinalleştirip dışlarken, o yapıların sahiplendiği kimi kavramları da aşağılama eğilimindedir; ve hatta yok sayar. Bu bağlamda 'delikanlılık' kavramı da modernlik anlayışında karşılığı olmayan bir tavırdır; ya da Marx'ın olumsuzladığı biçimiyle bir nevi 'lümpenlik'. Oysa halkın gözünde, Tayyip Erdoğan'ın Kasımpaşalılığı, onu alabildiğine 'sahici' kılan bir özellik. Kendilerinden biri olduğuna dair, kıymetli evrak hükmünde bir Tescil belgesi'. Tayyip Bey de bu durumun farkında.Yakasına taktığı kırmızı bir gül gibi taşıyor delikanlılığı; kendisine yakıştırıyor.

Recep Tayyip Erdoğan - Küresel Barış Vizyonu

Bugün karşı karşıya bulunduğumuz büyük sıkıntılar, temelde çağdaş uygarlığın kendi içyapısından kaynaklanan gelişmelerin ürünüdür. Bu sorunlar, yüz yıllar içinde gelişen evrensel uygarlık değerlerini tehdit eder boyutlara ulaşmıştır. Gelişmiş ülkelerin göz alıcı başkentlerinin hemen yanı başlarında, ya da büyük kentlerin varoşlarında dışlanmış insanlar, çirkin yapılaşmalar, kokuşmuş sokaklar, gecekondular, gettolar, güvensiz bölgeler ve de işsiz insanlar yığınıyla karşılaşıyoruz.

Çağdaş uygarlığın, insan tabiatıyla uyumlu ahlâkî bir devrime şimdiye kadar hiç olmadığı ölçüde gereksinimi vardır. Modern diye adlandırılan toplumlar Yirmi birinci yüzyılın ilk yarısında büyük bir tıkanıklıkla yüz yüze geldiler ve adeta bir uçurumun kıyısına doğru sürüklendiler.

Nükleer silahların varlığı, çevremizin kirletilmesi ve yıkıma uğratılması, yaşam standartları zâten düşük olan bölgelerdeki nüfûs artışı, ya gezegenimizin her bölgesinde uygarlığın niteliği, şu anda zengin olanları da kapsayacak şekilde düşecek; ya da insanların yaptıkları yüzünden gezegenin kendisi yaşanmaz bir yer haline gelecektir. Kutsal mesajın ifadesiyle: 'İçimizdeki beyinsizlerin yüzünden bizi helak eder misin Allah'ım?'

Recep Tayyip Erdoğan - Bir Liderin Doğuşu

Delikanlılık, bir bakıma seçkinci yaşam tarzı karşısında 'çevre'nin geliştirdiği bir refleks, bir meydan okuma imkanı. Bu payeye sahip birinin, öfkesini dile getirirken çoğu kez karşısındaki kişinin 'ahlaki zaafiyetlerini' sayıp dökerek söze başlaması, biraz da bundan.

Modernleşme, geleneksel yapıları marjinalleştirip dışlarken, o yapıların sahiplendiği kimi kavramları da aşağılama eğilimindedir; ve hatta yok sayar. Bu bağlamda 'delikanlılık' kavramı da modernlik anlayışında karşılığı olmayan bir tavırdır; ya da Marx'ın olumsuzladığı biçimiyle bir nevi 'lümpenlik'. Oysa halkın gözünde, Tayyip Erdoğan'ın Kasımpaşalılığı, onu alabildiğine 'sahici' kılan bir özellik. Kendilerinden biri olduğuna dair, kıymetli evrak hükmünde bir Tescil belgesi'. Tayyip Bey de bu durumun farkında.Yakasına taktığı kırmızı bir gül gibi taşıyor delikanlılığı; kendisine yakıştırıyor.

Recep Tayyip Erdoğan - Küresel Barış Vizyonu

Bugün karşı karşıya bulunduğumuz büyük sıkıntılar, temelde çağdaş uygarlığın kendi içyapısından kaynaklanan gelişmelerin ürünüdür. Bu sorunlar, yüz yıllar içinde gelişen evrensel uygarlık değerlerini tehdit eder boyutlara ulaşmıştır. Gelişmiş ülkelerin göz alıcı başkentlerinin hemen yanı başlarında, ya da büyük kentlerin varoşlarında dışlanmış insanlar, çirkin yapılaşmalar, kokuşmuş sokaklar, gecekondular, gettolar, güvensiz bölgeler ve de işsiz insanlar yığınıyla karşılaşıyoruz.

Çağdaş uygarlığın, insan tabiatıyla uyumlu ahlâkî bir devrime şimdiye kadar hiç olmadığı ölçüde gereksinimi vardır. Modern diye adlandırılan toplumlar Yirmi birinci yüzyılın ilk yarısında büyük bir tıkanıklıkla yüz yüze geldiler ve adeta bir uçurumun kıyısına doğru sürüklendiler.

Nükleer silahların varlığı, çevremizin kirletilmesi ve yıkıma uğratılması, yaşam standartları zâten düşük olan bölgelerdeki nüfûs artışı, ya gezegenimizin her bölgesinde uygarlığın niteliği, şu anda zengin olanları da kapsayacak şekilde düşecek; ya da insanların yaptıkları yüzünden gezegenin kendisi yaşanmaz bir yer haline gelecektir. Kutsal mesajın ifadesiyle: 'İçimizdeki beyinsizlerin yüzünden bizi helak eder misin Allah'ım?'

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat