Ben bu gözlerde, dünyaya yaşamak için gelmiş bir canlının kötü kaderini gördüm.
Kabağa küçük bir yarık açıp, bir bez parçası sıkıştırdığımızda, koştukça "Pat! Pat!" sesleri çıkaran ve "tozu dumana katan" bu araba, kabak parçalanıncaya kadar bizi zevkten uçuruyordu...
Dedemin, "Turşu" deyip, kocaman bir tas içine doldurarak, ekmek doğrayıp kaşıkladığı "HARDALİYE"yi, ben de çok severdim.
Erenköy Lalezar Gazinosu Sunar: KARŞIYAKADA İLK DEFA! ZEKİ MÜREN!
Sahilde gezinenlere, yalılarda keyfedenlere sesleniyorlar: "Sermayenin piçleri / Kıpkırmızı içleri!"
"Devletin Çarkları" Öğretmen kıyımını sürdürecekti.
Pancarköylü Rafet Kıral ve Mustafa Çıldır'ın kişiliklerinde, tüm KÖY ENSTİTÜLÜ öğretmenlerimin ellerinden öpüyorum.
Kırklareli, SABAHATTİN ALİ'nin yaşatıldığı kenttir.
Ereğimiz, "ÇAĞCIL" anlamında ÇAĞDAŞ OLMAK...
Ben bu gözlerde, dünyaya yaşamak için gelmiş bir canlının kötü kaderini gördüm.
Kabağa küçük bir yarık açıp, bir bez parçası sıkıştırdığımızda, koştukça "Pat! Pat!" sesleri çıkaran ve "tozu dumana katan" bu araba, kabak parçalanıncaya kadar bizi zevkten uçuruyordu...
Dedemin, "Turşu" deyip, kocaman bir tas içine doldurarak, ekmek doğrayıp kaşıkladığı "HARDALİYE"yi, ben de çok severdim.
Erenköy Lalezar Gazinosu Sunar: KARŞIYAKADA İLK DEFA! ZEKİ MÜREN!
Sahilde gezinenlere, yalılarda keyfedenlere sesleniyorlar: "Sermayenin piçleri / Kıpkırmızı içleri!"
"Devletin Çarkları" Öğretmen kıyımını sürdürecekti.
Pancarköylü Rafet Kıral ve Mustafa Çıldır'ın kişiliklerinde, tüm KÖY ENSTİTÜLÜ öğretmenlerimin ellerinden öpüyorum.
Kırklareli, SABAHATTİN ALİ'nin yaşatıldığı kenttir.
Ereğimiz, "ÇAĞCIL" anlamında ÇAĞDAŞ OLMAK...