İlk defa yayınlanan bu seyahatname, "Aksâ-yı Şark'ta Bir Cevelân" adını taşımakta olup Mustafa bin Mustafa tarafından kaleme alınmıştır. Seyyahımız, 1878'de hac için Hicaz'a gitmiş, oradan da kendi tabiri ile "sırf gezmek maksadıyla" Yemen vilâyetine uğramış ve burada kalarak 15 yıl memurluk yapmıştır. 1893'te Yemen'den ayrılarak Hindistan, Çinhindi, Cahor, Cava, Çin ve Japonya gibi memleketleri gezmiş; oralarda gördüklerini bir yerlere yazarak, İstanbul'a dönüşünde Sultan İkinci Abdülhamid Han'a sunmuştur. Mustafa bin Mustafa, 1894'te kaleme aldığı bu seyahatnamesinde, diğerlerinden farklı olarak siyasî hadiselere fazla yer vermemiş, daha çok gezdiği yerlerdeki insanların yaşayışları, inançları, kültürleri ve de özellikle yetiştirilen ürünler üzerinde durmuştur. Bilhassa gittiği yerlerdeki farklılıkları büyük bir vukûfiyetle ve çok küçük ayrıntılarla kaydetmesi, bu seyahatnameyi o dönemde yazılan diğer seyahatnamelerden farklı kılan en önemli nokta olarak ortaya çıkmaktadır.
İlk defa yayınlanan bu seyahatname, "Aksâ-yı Şark'ta Bir Cevelân" adını taşımakta olup Mustafa bin Mustafa tarafından kaleme alınmıştır. Seyyahımız, 1878'de hac için Hicaz'a gitmiş, oradan da kendi tabiri ile "sırf gezmek maksadıyla" Yemen vilâyetine uğramış ve burada kalarak 15 yıl memurluk yapmıştır. 1893'te Yemen'den ayrılarak Hindistan, Çinhindi, Cahor, Cava, Çin ve Japonya gibi memleketleri gezmiş; oralarda gördüklerini bir yerlere yazarak, İstanbul'a dönüşünde Sultan İkinci Abdülhamid Han'a sunmuştur. Mustafa bin Mustafa, 1894'te kaleme aldığı bu seyahatnamesinde, diğerlerinden farklı olarak siyasî hadiselere fazla yer vermemiş, daha çok gezdiği yerlerdeki insanların yaşayışları, inançları, kültürleri ve de özellikle yetiştirilen ürünler üzerinde durmuştur. Bilhassa gittiği yerlerdeki farklılıkları büyük bir vukûfiyetle ve çok küçük ayrıntılarla kaydetmesi, bu seyahatnameyi o dönemde yazılan diğer seyahatnamelerden farklı kılan en önemli nokta olarak ortaya çıkmaktadır.