“Akşam olunca sarayın tüm kapıları birdenbire kapanmış, sadece yanan kandillerin loş ışıklarıyla aydınlanıyordu. Peri'nin içeri girmesi kolay olsa da Gülsüm'ü içeri sokması pek de kolay gözükmüyordu. O an kendini güçlü bir kasırgaya çevirip Gülsüm'ü, oluşturduğu hortumun içine aldı. Saraya öylece girdiler. İçeri girince Peri, tekrar insan kılığına girdi. Sarayın içi oldukça ışıltılıydı. Her şey boşlukta geziniyor gibiydi. Usulca insanı baştan çıkaran ve bedeni rahatlatan güzel bir masal müziği çalıyordu. Uyku getiren bu nağmeler, onları alıp diğer nesneler gibi boşlukta gezintiye çıkardı. Altından yataklar, dört yanı sarmış peri çiçekleri, etrafa müthiş keyif veren bir koku salıyordu…”
“Akşam olunca sarayın tüm kapıları birdenbire kapanmış, sadece yanan kandillerin loş ışıklarıyla aydınlanıyordu. Peri'nin içeri girmesi kolay olsa da Gülsüm'ü içeri sokması pek de kolay gözükmüyordu. O an kendini güçlü bir kasırgaya çevirip Gülsüm'ü, oluşturduğu hortumun içine aldı. Saraya öylece girdiler. İçeri girince Peri, tekrar insan kılığına girdi. Sarayın içi oldukça ışıltılıydı. Her şey boşlukta geziniyor gibiydi. Usulca insanı baştan çıkaran ve bedeni rahatlatan güzel bir masal müziği çalıyordu. Uyku getiren bu nağmeler, onları alıp diğer nesneler gibi boşlukta gezintiye çıkardı. Altından yataklar, dört yanı sarmış peri çiçekleri, etrafa müthiş keyif veren bir koku salıyordu…”