Köyü, köy ile kentin kesiştiği, kentli olamayanın kente çarpıp kendi içine döndüğü yerleri, zamanları ve anları anlatan bu öykülerin şaşırtıcı bir canlılığı var. Hiç kurgulanmamış gibi doğal, kimse onları izlemiyormuş gibi kendi halinde yaşayan kahramanlar aslında hep tanıdığımız, bildiğimiz insanlar. Mahallemizden, köyümüzden, kente giden yollardan tanıdığımız bu insanlar her gün hayatımızın bir yerindeler. Kimileri de şairdir, şiirleriyle tanıyoruz.
Onların bilmediğimiz yönlerinin, alın yazılarının, yorgun gülümsemelerinin ardındaki yarı karanlık, yarı hüzünlü, yer yer ironik, kimi zaman çaresiz ama hep umutlu yaşamları... Kemal Ateş o pırıl pırıl Türkçesini sanki bir meşale gibi, toplumun bu loş kesimlerine tutmuş, onları da kendi aydınlığına katmış ve bizi de toprağa en yakın olan bu insanların gündelik yaşamlarına ortak etmiş. Bir şarkıyı dinlerken... insan hemen her şeyi yapabilir. Hayatını Türkçeye adamış bir yazarın hem dilsel çabalarının hem de yaşadığı topluma bakışının ortak bir ürünü olan bu öyküler toprak ve ekmek kokuyor.
Köyü, köy ile kentin kesiştiği, kentli olamayanın kente çarpıp kendi içine döndüğü yerleri, zamanları ve anları anlatan bu öykülerin şaşırtıcı bir canlılığı var. Hiç kurgulanmamış gibi doğal, kimse onları izlemiyormuş gibi kendi halinde yaşayan kahramanlar aslında hep tanıdığımız, bildiğimiz insanlar. Mahallemizden, köyümüzden, kente giden yollardan tanıdığımız bu insanlar her gün hayatımızın bir yerindeler. Kimileri de şairdir, şiirleriyle tanıyoruz.
Onların bilmediğimiz yönlerinin, alın yazılarının, yorgun gülümsemelerinin ardındaki yarı karanlık, yarı hüzünlü, yer yer ironik, kimi zaman çaresiz ama hep umutlu yaşamları... Kemal Ateş o pırıl pırıl Türkçesini sanki bir meşale gibi, toplumun bu loş kesimlerine tutmuş, onları da kendi aydınlığına katmış ve bizi de toprağa en yakın olan bu insanların gündelik yaşamlarına ortak etmiş. Bir şarkıyı dinlerken... insan hemen her şeyi yapabilir. Hayatını Türkçeye adamış bir yazarın hem dilsel çabalarının hem de yaşadığı topluma bakışının ortak bir ürünü olan bu öyküler toprak ve ekmek kokuyor.