Bu kitapta, modern çağın bir problemi olan, “Düşünmeden Kabullenme” ve bunun getirdiği, bilgiden yoksun önyargıların hâkim olduğu günümüzde, her kesimden insanın aklına gelebilecek sorulara, belli bir disiplin ve referanslar çerçevesinde cevap vermeye çalışan bir gayrete şahit oldum.
Herkesin, içerisinde “Bak, işte bu hep benim kafama takılıyordu!” diye cevap bulabileceği bu kitabın yazarını tebrik eder, her şeye rağmen, hala yüreklerinde "okuma arzusu ”nu muhafaza edebilenlere hararetle tavsiye ederim.
- Prof. Dr. İsmail Hakkı Aydın
Ateist insanlara, hiçbir inanç, hiçbir gelenek ve hiçbir içgüdü onlara ne yapması gerektiğini söylemediği için varoluşsal bir boşluğa düşmektedirler. Viktor E. Frankl'dan mülhem, uğruna yaşamaya değer bir anlam bilincinden yoksun oldukları için içlerindeki boşluk duygusunun altında ezilmektedirler. Ayrıca varlığın kıymetini bilemedikleri ve Yaratıcıyla bir irtibatları olmadığı için de yaşamın anlam duygusunu kaybediyorlar. Bu da onları ister istemez manevi bir bunalıma götürüyor ve gayesiz bir yaşama sürüklüyor.
İşte bu eserimiz manevi bunalımlar için bir reçetedir. Özellikle ateistlerin, materyalistlerin ileri sürdükleri iddiaları ve Allah'ın varlığı hakkında öne sürülen şüpheleri net bir şekilde çürütmektedir.
Bu kitapta, modern çağın bir problemi olan, “Düşünmeden Kabullenme” ve bunun getirdiği, bilgiden yoksun önyargıların hâkim olduğu günümüzde, her kesimden insanın aklına gelebilecek sorulara, belli bir disiplin ve referanslar çerçevesinde cevap vermeye çalışan bir gayrete şahit oldum.
Herkesin, içerisinde “Bak, işte bu hep benim kafama takılıyordu!” diye cevap bulabileceği bu kitabın yazarını tebrik eder, her şeye rağmen, hala yüreklerinde "okuma arzusu ”nu muhafaza edebilenlere hararetle tavsiye ederim.
- Prof. Dr. İsmail Hakkı Aydın
Ateist insanlara, hiçbir inanç, hiçbir gelenek ve hiçbir içgüdü onlara ne yapması gerektiğini söylemediği için varoluşsal bir boşluğa düşmektedirler. Viktor E. Frankl'dan mülhem, uğruna yaşamaya değer bir anlam bilincinden yoksun oldukları için içlerindeki boşluk duygusunun altında ezilmektedirler. Ayrıca varlığın kıymetini bilemedikleri ve Yaratıcıyla bir irtibatları olmadığı için de yaşamın anlam duygusunu kaybediyorlar. Bu da onları ister istemez manevi bir bunalıma götürüyor ve gayesiz bir yaşama sürüklüyor.
İşte bu eserimiz manevi bunalımlar için bir reçetedir. Özellikle ateistlerin, materyalistlerin ileri sürdükleri iddiaları ve Allah'ın varlığı hakkında öne sürülen şüpheleri net bir şekilde çürütmektedir.