Bilindiği üzere ülkemiz, 01 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu ile ceza hukuku alanında yeni bir döneme girmiş oldu. Bu temel kanunların yürürlüğe girmesinden sonra, temel kanunların hükümleriyle uyumun sağlanması amacıyla bazı kanunlarda değişiklikler yapan 5728 sayılı Kanun da 08. 02. 2008 tarihli ve 26781 sayılı Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Yeni dönemle birlikte, uygulama ile teori arasındaki uçurumun giderek azaldığına tanık olmaktayız. Bunda etkili sebep olarak; lisans üstü çalışmaya yönelen uygulamacı sayısındaki artışı; gerek baroların, gerek üniversitelerin, gerekse Adalet Bakanlığının organize ettiği, akademisyenlerle uygulamacıları bir araya getiren seminer, sempozyum gibi çalışmaların çeşitliliği ve çokluğu; ve elbette ki teknolojinin bir nimeti olarak bilgiye ulaşmada her geçen gün daha çok sağlanan kolaylıkları sayabiliriz.
Türk ceza hukuku uygulamacısı, yalnızca Majno Şerhi ve Bakanlığın 80 li yıllarda dağıttığı Ceza Kanunu ile bütün meslek hayatını icra etme anlayışını artık geride bırakmıştır. Bu anlayış ve tavır değişikliği sayesindedir ki, oldukça yoğun iş yükü altında olmasına rağmen, batılı ülkelerde zamana yayılan Ceza Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu gibi temel kanunların değişikliklerini bir anda gerçekleştirmiş olan ülkemizde, kaos olacağı ve sistemin tıkanacağı düşüncesini boşa çıkaran bir performans sergilemiş ve en azından bu noktada her türlü övgüyü hak etmiştir. Bu durumdan hareketle çeşitli dergilerde yayımlanan makalelerin bir kısmı kitap şeklinde bir araya getirilerek yayımlanmıştır.
Bilindiği üzere ülkemiz, 01 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu ile ceza hukuku alanında yeni bir döneme girmiş oldu. Bu temel kanunların yürürlüğe girmesinden sonra, temel kanunların hükümleriyle uyumun sağlanması amacıyla bazı kanunlarda değişiklikler yapan 5728 sayılı Kanun da 08. 02. 2008 tarihli ve 26781 sayılı Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Yeni dönemle birlikte, uygulama ile teori arasındaki uçurumun giderek azaldığına tanık olmaktayız. Bunda etkili sebep olarak; lisans üstü çalışmaya yönelen uygulamacı sayısındaki artışı; gerek baroların, gerek üniversitelerin, gerekse Adalet Bakanlığının organize ettiği, akademisyenlerle uygulamacıları bir araya getiren seminer, sempozyum gibi çalışmaların çeşitliliği ve çokluğu; ve elbette ki teknolojinin bir nimeti olarak bilgiye ulaşmada her geçen gün daha çok sağlanan kolaylıkları sayabiliriz.
Türk ceza hukuku uygulamacısı, yalnızca Majno Şerhi ve Bakanlığın 80 li yıllarda dağıttığı Ceza Kanunu ile bütün meslek hayatını icra etme anlayışını artık geride bırakmıştır. Bu anlayış ve tavır değişikliği sayesindedir ki, oldukça yoğun iş yükü altında olmasına rağmen, batılı ülkelerde zamana yayılan Ceza Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu gibi temel kanunların değişikliklerini bir anda gerçekleştirmiş olan ülkemizde, kaos olacağı ve sistemin tıkanacağı düşüncesini boşa çıkaran bir performans sergilemiş ve en azından bu noktada her türlü övgüyü hak etmiştir. Bu durumdan hareketle çeşitli dergilerde yayımlanan makalelerin bir kısmı kitap şeklinde bir araya getirilerek yayımlanmıştır.