Günlükler genellikle en güçlü, en mutlu anlarımız ile inşa ettiğimiz, sergilediğimiz kimliklerimizin karanlık ve zayıf tarafını; başka bir deyişle madalyonun diğer yüzünü görmemizi sağlıyor. Sahi neden mütemadiyen “güçlü olmak” zorundaydık? “Güçlü ol” söyleminin ağırlığı, hayatta kalabilmek için verilen hatırlama ve unutma mücadelesi, yalnızca bu kitapta hayatına dokunduğumuz bipolar bir kadının savaşı değil. Her birimizin her sabah yeniden uyandığı bu gün, hayatta kalabilmiş olmak hepimiz için kutlanması gereken bir başarı.
Dünyayı ve birbirimizin dünyasını anlamaya çalışmak için elinizdeki kitabın sayfaları iyi bir başlangıç olacaktır. Zira yazarın da umut ettiği başka bir dünya, başka bir “biz” mümkün ise bunun yolu anlamaya çabalamaktan, yani diğer yaşamlara temas etmekten geçiyor olmalı.
Günlükler genellikle en güçlü, en mutlu anlarımız ile inşa ettiğimiz, sergilediğimiz kimliklerimizin karanlık ve zayıf tarafını; başka bir deyişle madalyonun diğer yüzünü görmemizi sağlıyor. Sahi neden mütemadiyen “güçlü olmak” zorundaydık? “Güçlü ol” söyleminin ağırlığı, hayatta kalabilmek için verilen hatırlama ve unutma mücadelesi, yalnızca bu kitapta hayatına dokunduğumuz bipolar bir kadının savaşı değil. Her birimizin her sabah yeniden uyandığı bu gün, hayatta kalabilmiş olmak hepimiz için kutlanması gereken bir başarı.
Dünyayı ve birbirimizin dünyasını anlamaya çalışmak için elinizdeki kitabın sayfaları iyi bir başlangıç olacaktır. Zira yazarın da umut ettiği başka bir dünya, başka bir “biz” mümkün ise bunun yolu anlamaya çabalamaktan, yani diğer yaşamlara temas etmekten geçiyor olmalı.