“Yalnızca var olmanın mı yoksa olmamanın mı daha iyi olduğunu değil, var olup olmadığını ve var olmakla olmamanın bir anlam taşıyıp taşımadığını soran kişidir Hamlet.”
Bülent Bozkurt
“Ölümle yüz yüze gelen insanın kırılganlığı üzerine derin bir düşünme… ki bununla yalnızca kutsal kitaplar yarışabilir. Buna karşın şüphesiz Shakespeare'in niyeti doğrultusunda, Hamlet seküler bakışın merkezinde oturur.”
Harold Bloom
“Hamlet'in nüktedanlığı hem soylu zarafetinin bir parçası hem de ondaki taşkın hatta vahşi zihinsel yeteneğin göstergesidir. (…) Danimarka sarayının bünyesinde tıpkı bir sinir ucu gibi herkesi tedirgin etmektedir Hamlet.”
Stanley Wells
“Hamlet kendi içsel varlığına çökmüş biri. Kendi ile eylemleri arasındaki boşluğa düşer. İçinde marjinal kaldığı geleneksel toplumsal düzen ile onu aşacak müstakbel burjuva bireyciliği çağı arasında asılı kalmış olan Hamlet radikal bir biçimde bir geçiş süreci figürüdür.”
Terry Eagleton
“Hamlet, Laertes, Ophelia oynamak istemedikleri rolleri oynamak zorundadırlar. (…) Senaryo, karakterlerin eylemlerini kabul ettirir ama eylemlerin altında yatan psikolojiyi dikte ettirmez. Bu, tiyatronun olduğu gibi yaşamın da gerçeğidir.”
Jan Kott
“Yalnızca var olmanın mı yoksa olmamanın mı daha iyi olduğunu değil, var olup olmadığını ve var olmakla olmamanın bir anlam taşıyıp taşımadığını soran kişidir Hamlet.”
Bülent Bozkurt
“Ölümle yüz yüze gelen insanın kırılganlığı üzerine derin bir düşünme… ki bununla yalnızca kutsal kitaplar yarışabilir. Buna karşın şüphesiz Shakespeare'in niyeti doğrultusunda, Hamlet seküler bakışın merkezinde oturur.”
Harold Bloom
“Hamlet'in nüktedanlığı hem soylu zarafetinin bir parçası hem de ondaki taşkın hatta vahşi zihinsel yeteneğin göstergesidir. (…) Danimarka sarayının bünyesinde tıpkı bir sinir ucu gibi herkesi tedirgin etmektedir Hamlet.”
Stanley Wells
“Hamlet kendi içsel varlığına çökmüş biri. Kendi ile eylemleri arasındaki boşluğa düşer. İçinde marjinal kaldığı geleneksel toplumsal düzen ile onu aşacak müstakbel burjuva bireyciliği çağı arasında asılı kalmış olan Hamlet radikal bir biçimde bir geçiş süreci figürüdür.”
Terry Eagleton
“Hamlet, Laertes, Ophelia oynamak istemedikleri rolleri oynamak zorundadırlar. (…) Senaryo, karakterlerin eylemlerini kabul ettirir ama eylemlerin altında yatan psikolojiyi dikte ettirmez. Bu, tiyatronun olduğu gibi yaşamın da gerçeğidir.”
Jan Kott