Biri Totalitarizm mi Dedi? Bir Nosyonun (Kötüye) Kullanımına Beş Müdahale
Bu kitapta okur, 'totalitarizm' hayaletinin hala ortalıkta gezindiği konusunda uyarılmaktadır.
Solun, liberal demokrasinin ('demokrasi' 'totalitarizm'e karşı vs.) temel koordinatlannı kabullenişi ve şimdi de kendi (karşı) konumunu bu uzam içinde yeniden tanımlamaya çalışması Solun kuramsal hezimetinin en açık işaretidir. Kayda değer nokta, hegemonik liberalizme karşı önde gelen 'eleştirel' felsefî tepkinin, yani postmodern yapısökümcü Sol tepkinin, 'totalitarizm' kategorisine bel bağlamasıdır.
Bu durumda yapılması gereken ilk şey, solun da kabullenmiş olduğu bu liberal tabulara korkusuzca tecavüz etmektir: 'anti-demokratiklikle', 'totalitarist' olmakla suçlanıyorsak ne olmuş yani?..
Totalitarizm bütün kariyeri boyunca, 'serbest radikalleri' ehlileştirmek, liberal-demokratik hegemonyayı garantilemek, Sağcı Faşist diktatörlüğün ikizi olan liberal demokrasinin Solcu eleştirisinden vazgeçmek gibi karmaşık bir operasyonu sürdürebilmeyi başaran ideolojik bir nosyon olagelmiştir... 'Totalitarizmi' alt kategorilere bölmek de 'Faşist ve Komünist' çeşitlemeler arasındaki farkı vurgulamak ise yararsız bir çabadır: 'totalitarizm' nosyonu bir kez kabul edildi mi, artık liberal-demokratik ufkun içindesindesiniz demektir. Konformist liberal seciyesizler (geçmişteki) katliamların dehşetini nihaî öcü alarak utanç verici bir şantaj unsuru biçiminde kullanıp varolan düzeni avunurken, kendilerine ikiyüzlü bir tatmin bulurlar: Çürümüşlüğün, sömürünün ve bu gibi şeylerin diz boyu olduğunu bilen (Konformist liberal seciyesizler) i gidişatı değiştirmek için bulunacak her girişimi, 'totalitarizm' hayaletine verilen bir hayat öpücüğü ile ahlâkî olarak tehlikeli ve kabul edilemez olduğu ilân i edilerek reddedilir.
Bu kitap totalitarizm nosyonunun tarihinin sistematik sunumlanna bir tane daha eklemek amacını gütmüyor.
Bu kitap, 'totalitarizm' nosyonunun bırakın etkili bir kuramsal kavram olmayı, aslında bir tür kıytırık mazeret olduğunun ifade edilme çabasıdır: 'Totalitarizm' nosyonu bizleri düşünmeye sevk etmez, tam tersine bizleri kendi tanımladığı tarihsel gerçeklikle ilgili yeni bir içgörii edinmeye zorlar ve hattâ düşünme ahmetinden kurtarır, ya da hattâ düşünmemizi aktif bir biçimde önler. Bu kitap sabırsız okura 'totalitarizmin', daha en başından beri, hep ve hâlâ en kıytırık olduğunu açıklamaktadır.
-S. Zizek
Bu kitapta okur, 'totalitarizm' hayaletinin hala ortalıkta gezindiği konusunda uyarılmaktadır.
Solun, liberal demokrasinin ('demokrasi' 'totalitarizm'e karşı vs.) temel koordinatlannı kabullenişi ve şimdi de kendi (karşı) konumunu bu uzam içinde yeniden tanımlamaya çalışması Solun kuramsal hezimetinin en açık işaretidir. Kayda değer nokta, hegemonik liberalizme karşı önde gelen 'eleştirel' felsefî tepkinin, yani postmodern yapısökümcü Sol tepkinin, 'totalitarizm' kategorisine bel bağlamasıdır.
Bu durumda yapılması gereken ilk şey, solun da kabullenmiş olduğu bu liberal tabulara korkusuzca tecavüz etmektir: 'anti-demokratiklikle', 'totalitarist' olmakla suçlanıyorsak ne olmuş yani?..
Totalitarizm bütün kariyeri boyunca, 'serbest radikalleri' ehlileştirmek, liberal-demokratik hegemonyayı garantilemek, Sağcı Faşist diktatörlüğün ikizi olan liberal demokrasinin Solcu eleştirisinden vazgeçmek gibi karmaşık bir operasyonu sürdürebilmeyi başaran ideolojik bir nosyon olagelmiştir... 'Totalitarizmi' alt kategorilere bölmek de 'Faşist ve Komünist' çeşitlemeler arasındaki farkı vurgulamak ise yararsız bir çabadır: 'totalitarizm' nosyonu bir kez kabul edildi mi, artık liberal-demokratik ufkun içindesindesiniz demektir. Konformist liberal seciyesizler (geçmişteki) katliamların dehşetini nihaî öcü alarak utanç verici bir şantaj unsuru biçiminde kullanıp varolan düzeni avunurken, kendilerine ikiyüzlü bir tatmin bulurlar: Çürümüşlüğün, sömürünün ve bu gibi şeylerin diz boyu olduğunu bilen (Konformist liberal seciyesizler) i gidişatı değiştirmek için bulunacak her girişimi, 'totalitarizm' hayaletine verilen bir hayat öpücüğü ile ahlâkî olarak tehlikeli ve kabul edilemez olduğu ilân i edilerek reddedilir.
Bu kitap totalitarizm nosyonunun tarihinin sistematik sunumlanna bir tane daha eklemek amacını gütmüyor.
Bu kitap, 'totalitarizm' nosyonunun bırakın etkili bir kuramsal kavram olmayı, aslında bir tür kıytırık mazeret olduğunun ifade edilme çabasıdır: 'Totalitarizm' nosyonu bizleri düşünmeye sevk etmez, tam tersine bizleri kendi tanımladığı tarihsel gerçeklikle ilgili yeni bir içgörii edinmeye zorlar ve hattâ düşünme ahmetinden kurtarır, ya da hattâ düşünmemizi aktif bir biçimde önler. Bu kitap sabırsız okura 'totalitarizmin', daha en başından beri, hep ve hâlâ en kıytırık olduğunu açıklamaktadır.
-S. Zizek