"Yüksek sesle söylemeye gerek var mı, bilmem; bildiğim, Haşim'in bilinçle ya da gayri ihtiyari, 'yalnızlık' , 'mutsuzluk' ve 'kötümserlik'i yedeğine aldığı, bunlardan kendine bir kuyu oluşturduğu, bu kuyudan çektiği suyla hayallerini beslediği, bu kuyuda kaybolduğu, bu kuyuyla var olduğudur..."
-Murat Batmankaya-
Ahmet Haşim, kuşku yok ki, Türk edebiyatının zirve isimlerinden biridir. Yalnız şair olarak değil, İkdam'da yazdığı, daha sonra da Bize Göre'de topladığı makaleleri, pekala 'gezi' ve 'gece' yazıları olarak da okunabilen Frankfurt Seyahatnamesi ile de eşsiz bir yazardır. O, dokunduğu şeyi edebi ve ebedi kılan bir sihirbazdır adeta...
Bize göre, kısa özlü ve çarpıcı metinlerden oluşur. Fransız filozoflarının lezzetli sohbetlerini andırırlar... Batı'yı bizzat görüp tanımış bir yazarın çarpıcı fotoğraflarıdır bunlar. Ve en dikkat çekici yanları, şiirlerine kıyasla daha açık seçik, kolay anlaşılır olmalarıdır.
"Yüksek sesle söylemeye gerek var mı, bilmem; bildiğim, Haşim'in bilinçle ya da gayri ihtiyari, 'yalnızlık' , 'mutsuzluk' ve 'kötümserlik'i yedeğine aldığı, bunlardan kendine bir kuyu oluşturduğu, bu kuyudan çektiği suyla hayallerini beslediği, bu kuyuda kaybolduğu, bu kuyuyla var olduğudur..."
-Murat Batmankaya-
Ahmet Haşim, kuşku yok ki, Türk edebiyatının zirve isimlerinden biridir. Yalnız şair olarak değil, İkdam'da yazdığı, daha sonra da Bize Göre'de topladığı makaleleri, pekala 'gezi' ve 'gece' yazıları olarak da okunabilen Frankfurt Seyahatnamesi ile de eşsiz bir yazardır. O, dokunduğu şeyi edebi ve ebedi kılan bir sihirbazdır adeta...
Bize göre, kısa özlü ve çarpıcı metinlerden oluşur. Fransız filozoflarının lezzetli sohbetlerini andırırlar... Batı'yı bizzat görüp tanımış bir yazarın çarpıcı fotoğraflarıdır bunlar. Ve en dikkat çekici yanları, şiirlerine kıyasla daha açık seçik, kolay anlaşılır olmalarıdır.