“Evet, toplum yüzyıl öncesine göre daha ileriydi. Peki, daha mı iyiydi? Teröristleri binlerce kilometre uzaktan tespit edip kafalarını uçuran insansız hava araçları geliştirmiştik. Mahkemelere bile ihtiyacımız yoktu artık. Güvenlik algoritmalarının yanılgı payı sıfıra yakındı ne de olsa. Toplum artık adalet, eşitlik, özgürlük değil daha fazla güvenlik istiyordu. Daha hızlı savaş uçakları, daha uzun süre havada kalabilen insansız hava araçları, karanlıkta daha iyi gören kameralar… Anlıyordum Umut'un topluma savaş açma nedenini. O beni anlıyor muydu? Onların kurallarını kabul etmeden kölelerin arasında yaşanamayacağını...”
Gezi Direnişi sırasında işten atılan, Sabah gazetesinin eski Yazı İşleri Müdürü Barış Soydan, ilk polisiye romanı Boruotu Cinayeti'nde, politik polisiyenin ülkemizde az görülen iyi örneklerinden biriyle karşımıza çıkıyor. KCK ve Ergenekon operasyonları; medyaya "içeriden" bir eleştiri ve gerçeküstü bir cinayet! Gerçeklerle yüzleşmeye ne kadar hazırız?
“Evet, toplum yüzyıl öncesine göre daha ileriydi. Peki, daha mı iyiydi? Teröristleri binlerce kilometre uzaktan tespit edip kafalarını uçuran insansız hava araçları geliştirmiştik. Mahkemelere bile ihtiyacımız yoktu artık. Güvenlik algoritmalarının yanılgı payı sıfıra yakındı ne de olsa. Toplum artık adalet, eşitlik, özgürlük değil daha fazla güvenlik istiyordu. Daha hızlı savaş uçakları, daha uzun süre havada kalabilen insansız hava araçları, karanlıkta daha iyi gören kameralar… Anlıyordum Umut'un topluma savaş açma nedenini. O beni anlıyor muydu? Onların kurallarını kabul etmeden kölelerin arasında yaşanamayacağını...”
Gezi Direnişi sırasında işten atılan, Sabah gazetesinin eski Yazı İşleri Müdürü Barış Soydan, ilk polisiye romanı Boruotu Cinayeti'nde, politik polisiyenin ülkemizde az görülen iyi örneklerinden biriyle karşımıza çıkıyor. KCK ve Ergenekon operasyonları; medyaya "içeriden" bir eleştiri ve gerçeküstü bir cinayet! Gerçeklerle yüzleşmeye ne kadar hazırız?