Boş ayna, dedi, eğer bunu gerçekten anlayabilirsen, artık burada arayacağın bir şey kalmadı demektir.
'Polisiye romanlar yazmakla ünlenmiş Hollandalı yazar J. van de Wetering gençlik yıllarında gittiği Kyoto'daki bir Zen tapınağında geçen günlerini anlatıyor bu yaşantı romanda.
Onsekiz ay boyunca kaldığı Zen tapınağında yoğun meditasyon oturumlarında karşılaştığı güçlükleri, tapınak yaşantısının sıkı düzen yapısını, ustası tarafından verilen Koan'ı çözmek için girdiği sıkıntıyı, Zen öğretisinin derinliklerine varmak için kendine has verdiğim mücadeleyi ve sonunda Koan'ı çözemeyip, Zen öğretisini yaşama dönüştürmekte zorlandığını görünce tapınaktaki eğitimini bırakıp nasıl ayrıldığını büyük bir içtenlik ve esprili bir dille aktarıyor okuyucuya.'
Boş ayna, dedi, eğer bunu gerçekten anlayabilirsen, artık burada arayacağın bir şey kalmadı demektir.
'Polisiye romanlar yazmakla ünlenmiş Hollandalı yazar J. van de Wetering gençlik yıllarında gittiği Kyoto'daki bir Zen tapınağında geçen günlerini anlatıyor bu yaşantı romanda.
Onsekiz ay boyunca kaldığı Zen tapınağında yoğun meditasyon oturumlarında karşılaştığı güçlükleri, tapınak yaşantısının sıkı düzen yapısını, ustası tarafından verilen Koan'ı çözmek için girdiği sıkıntıyı, Zen öğretisinin derinliklerine varmak için kendine has verdiğim mücadeleyi ve sonunda Koan'ı çözemeyip, Zen öğretisini yaşama dönüştürmekte zorlandığını görünce tapınaktaki eğitimini bırakıp nasıl ayrıldığını büyük bir içtenlik ve esprili bir dille aktarıyor okuyucuya.'