“İçini çekti Aliye. Sanki anacığının yaptığı yemeklerin kokusu burnuna geldi. Bahçede oynarken onlara pişi yapar, içine de peynir ve reçel koyup getirirdi. Anacığının elleriyle yaptığı gül reçelinin kokusu hâlâ burnundaydı Aliye'nin.
Şu ceviz ağacının altında kardeşi Sevgi ile ne çok oyun oynarlardı? Sevgi en çok evcilik oynamayı severdi. Bir de babasının kurduğu salıncakta sallanmaya bayılırdı. Aliye ise körebe oyunu ile saklambacı çok severdi. Aliye'nin içi burkuldu birden. Zaten, dedi kendi kendine, yapabildiğin en iyi şey saklanmaktı.
Kapatılıp terk edilmiş güzel evini Aliye, bazı şeyleri yitirmiş olarak buldu. Bahçe bozguna uğramış. Otlar her tarafı kaplamış. Bu yabancılara kırılgan çiçekler dayanamamış, belli ki nefes bile alamamışlar. Fakat ağaçlar hâlâ ayakta, direniyorlar. Tıpkı Aliye gibi.”
“İçini çekti Aliye. Sanki anacığının yaptığı yemeklerin kokusu burnuna geldi. Bahçede oynarken onlara pişi yapar, içine de peynir ve reçel koyup getirirdi. Anacığının elleriyle yaptığı gül reçelinin kokusu hâlâ burnundaydı Aliye'nin.
Şu ceviz ağacının altında kardeşi Sevgi ile ne çok oyun oynarlardı? Sevgi en çok evcilik oynamayı severdi. Bir de babasının kurduğu salıncakta sallanmaya bayılırdı. Aliye ise körebe oyunu ile saklambacı çok severdi. Aliye'nin içi burkuldu birden. Zaten, dedi kendi kendine, yapabildiğin en iyi şey saklanmaktı.
Kapatılıp terk edilmiş güzel evini Aliye, bazı şeyleri yitirmiş olarak buldu. Bahçe bozguna uğramış. Otlar her tarafı kaplamış. Bu yabancılara kırılgan çiçekler dayanamamış, belli ki nefes bile alamamışlar. Fakat ağaçlar hâlâ ayakta, direniyorlar. Tıpkı Aliye gibi.”