Bize Pîr-i Türkistân Ahmed Yesevî derler.
‘Işık doğudan yükselir' meselince, fakîr de doğudan tulû edip, kutlu atayurdumuz Asya'nın koynunda doğdum. Hızır bize varıp buyruk verince, alp-çerilerimle birlikte, evlâd-ı resûlün hem huyunun hem de soyunun vârisi olup, ilâhî aşkın gönül otağını burada kurdum.
Ve dahi, gönül otağıma varıp nazarımızı ve nefesimizi alan cümle âşıkâna, melâmetîlere, ahîlere, pîrlere, gâzîlere, kutlu bacılara, abdallara ve bahadırlarıma nice nice nasipler ve hikmetler verdim.
Onlara dedim ki, “Siz benim nûrumsunuz. Aşk erlerimsiniz! Hikmetlerimin nigehbânı sırrımsınız! Artık beşâret sizdedir! Bizden nasîbinizi aldınız! Burada daha eylenmeyesiniz! Varıp yurtların kalbi Anadolu'yu kendinize il tutasınız ve size müjdelediğim o kutlu vatana şifâ olasınız!
Size nasip verildiği gibi, siz de orada yurt yurt, oba oba, yaylak-kışlak çerâğımızı yakasınız ve bizden aldığınız nasîbi, oradakilere de hikmet ile söyleyip, eliniz ile emek verip, gönlünüz ile de meşkedip, şol diyâr-ı Rûm'u kutlu nefesimizle anayurdunuz bilip, o kutlu vatanı kıyâmete değin aşkın ve din-i mübîn-i İslâm'ın pây-i tahtı kılasınız.”
Buyruğumuzdur!
Uğurlu olsun!
Müjdeler olsun!
Bize Pîr-i Türkistân Ahmed Yesevî derler.
‘Işık doğudan yükselir' meselince, fakîr de doğudan tulû edip, kutlu atayurdumuz Asya'nın koynunda doğdum. Hızır bize varıp buyruk verince, alp-çerilerimle birlikte, evlâd-ı resûlün hem huyunun hem de soyunun vârisi olup, ilâhî aşkın gönül otağını burada kurdum.
Ve dahi, gönül otağıma varıp nazarımızı ve nefesimizi alan cümle âşıkâna, melâmetîlere, ahîlere, pîrlere, gâzîlere, kutlu bacılara, abdallara ve bahadırlarıma nice nice nasipler ve hikmetler verdim.
Onlara dedim ki, “Siz benim nûrumsunuz. Aşk erlerimsiniz! Hikmetlerimin nigehbânı sırrımsınız! Artık beşâret sizdedir! Bizden nasîbinizi aldınız! Burada daha eylenmeyesiniz! Varıp yurtların kalbi Anadolu'yu kendinize il tutasınız ve size müjdelediğim o kutlu vatana şifâ olasınız!
Size nasip verildiği gibi, siz de orada yurt yurt, oba oba, yaylak-kışlak çerâğımızı yakasınız ve bizden aldığınız nasîbi, oradakilere de hikmet ile söyleyip, eliniz ile emek verip, gönlünüz ile de meşkedip, şol diyâr-ı Rûm'u kutlu nefesimizle anayurdunuz bilip, o kutlu vatanı kıyâmete değin aşkın ve din-i mübîn-i İslâm'ın pây-i tahtı kılasınız.”
Buyruğumuzdur!
Uğurlu olsun!
Müjdeler olsun!