Karşılıklı söz söylemenin esas teşkil ettiği bir iletişim süreci olarak mahkeme ve mahkemenin işleyişini, mahkemede kullanılan dil ve üslubu tespit ve tahlil etmek, Türkiye'deki demokratik kültür seviyesini belirlemede önem arz ediyor. İkna etmede ve inandırmada sözün işlevini değişkenleriyle beraber tespit etmek, kültürel unsurların söze ne dereceye kadar tesir etmekte olduğunu görmek, karşılıklı konuşma esnasında ileri sürülen delilleri ve karşı görüşleri tespit edip değerlendirmek edebi eser üzerinden toplumu daha iyi anlamaya imkân tanıyacaktır.
Ayrıca toplumsal değerlerin taşıyıcı bir unsuru olarak edebî eserlerde hak, hukuk, adalet gibi kavramların ifade ediliş tarzları da demokratik kültürü göstermesi bakımından kayda değerdir. Farklı dönemlerde, toplum vicdanı ve adalet üzerine serdedilmiş görüş, düşünce ve kanaatlerin, uzlaşma kültürünün kristalize olmuş halini ve kırılma noktalarını tespit etmeye delil sunacağı aşikardır.
İyi-kötü, doğru-yanlış, güzel-çirkin gibi kavramların adli mekanizma içinde estetize edilişi de o toplumdaki hukuk veya hukuksuzluk hakkında fikir verecektir. Özellikle toplum içinde artık taraf hâline gelmiş grup veya toplulukların, kimi tartışmalı konularda kendi görüşlerini ne gibi ifadelerle ortaya koydukları, ne gibi durumlarda vicdanı devreye soktukları o grup veya topluluk üzerinden toplumu ve toplumsal zihniyeti anlamada bize yardımcı olacaktır.
Edebî bir türden hareketle, kimin (genelde itham eden savcı, hakim) nasıl konuştuğu veya konuşmadığı (sanık olarak kadın, işçi, köylü vs.), aradaki sorunun ortaya konuş tarzı, tarafların bir kurum etrafında birbirlerine söz söyleme kapasiteleri tespit edildiğinde Türkiye'de demokratik kültürün hangi boyutlarda ve ne gibi imkânlara sahip olduğu görülecektir.
Karşılıklı söz söylemenin esas teşkil ettiği bir iletişim süreci olarak mahkeme ve mahkemenin işleyişini, mahkemede kullanılan dil ve üslubu tespit ve tahlil etmek, Türkiye'deki demokratik kültür seviyesini belirlemede önem arz ediyor. İkna etmede ve inandırmada sözün işlevini değişkenleriyle beraber tespit etmek, kültürel unsurların söze ne dereceye kadar tesir etmekte olduğunu görmek, karşılıklı konuşma esnasında ileri sürülen delilleri ve karşı görüşleri tespit edip değerlendirmek edebi eser üzerinden toplumu daha iyi anlamaya imkân tanıyacaktır.
Ayrıca toplumsal değerlerin taşıyıcı bir unsuru olarak edebî eserlerde hak, hukuk, adalet gibi kavramların ifade ediliş tarzları da demokratik kültürü göstermesi bakımından kayda değerdir. Farklı dönemlerde, toplum vicdanı ve adalet üzerine serdedilmiş görüş, düşünce ve kanaatlerin, uzlaşma kültürünün kristalize olmuş halini ve kırılma noktalarını tespit etmeye delil sunacağı aşikardır.
İyi-kötü, doğru-yanlış, güzel-çirkin gibi kavramların adli mekanizma içinde estetize edilişi de o toplumdaki hukuk veya hukuksuzluk hakkında fikir verecektir. Özellikle toplum içinde artık taraf hâline gelmiş grup veya toplulukların, kimi tartışmalı konularda kendi görüşlerini ne gibi ifadelerle ortaya koydukları, ne gibi durumlarda vicdanı devreye soktukları o grup veya topluluk üzerinden toplumu ve toplumsal zihniyeti anlamada bize yardımcı olacaktır.
Edebî bir türden hareketle, kimin (genelde itham eden savcı, hakim) nasıl konuştuğu veya konuşmadığı (sanık olarak kadın, işçi, köylü vs.), aradaki sorunun ortaya konuş tarzı, tarafların bir kurum etrafında birbirlerine söz söyleme kapasiteleri tespit edildiğinde Türkiye'de demokratik kültürün hangi boyutlarda ve ne gibi imkânlara sahip olduğu görülecektir.