Çalışma hayatının içinde hepimiz; Modern Zamanlar filmindeki Charlie Chaplin gibiyiz. İşyerlerinde makinalara dönüşüp rutinin dayanılmaz sıkılganlığı içinde devinip duruyoruz. Sonuç olarak tükeniyoruz. Çalışma hayatında, hala "bireysel bir sorun" gibi algılanmasına rağmen, Tükenmişlik Sendromu; hem bireysel, hem kurumsal, hem de sistemsel bedelleri olan bir durumdur. Gelecek yıllarda bu sendromun ismini çok daha sık duyacağız. Çalışma hayatında; istifa etmek ya da etmemek arasındaki o ince çizgide; "Bugün işe gitmesem" düşüncesi neredeyse herkes için ortak bir dileğe dönüşmeye başlamıştır.
Çalışma hayatının içinde hepimiz; Modern Zamanlar filmindeki Charlie Chaplin gibiyiz. İşyerlerinde makinalara dönüşüp rutinin dayanılmaz sıkılganlığı içinde devinip duruyoruz. Sonuç olarak tükeniyoruz. Çalışma hayatında, hala "bireysel bir sorun" gibi algılanmasına rağmen, Tükenmişlik Sendromu; hem bireysel, hem kurumsal, hem de sistemsel bedelleri olan bir durumdur. Gelecek yıllarda bu sendromun ismini çok daha sık duyacağız. Çalışma hayatında; istifa etmek ya da etmemek arasındaki o ince çizgide; "Bugün işe gitmesem" düşüncesi neredeyse herkes için ortak bir dileğe dönüşmeye başlamıştır.