Mesela, farz ediniz ki benim sekiz-on göbekten beriolan büyük annelerim tekrar dünyayı özleyerek hayatageri dönmüşler. (...) Ben bir annemi bile hoşnutedemiyorum. Allah saklasın öyle bir düzine çenesidüşük kocakarıyla sonra ne yaparım? (...) Ölümezarında gerek. Oradan çıkmaları ne kendileri ne debizim için iyi değildir. Sonra seçimlere karışırlar.
Parlamentoya girerler. Dünyadan namusuyla, şerefiylegitmiş olan edebiyatçıları, bilgeleri buraya milletvekiligönderirler. O biçarelerin de benzerleri gibi iftirayauğrayarak adları kirlenir. Bir zamanlar nasılsakazanmış oldukları ünleri bozulur. (...)Bizim Binnaz'ın açtığı bu çığır iyi bir şey olmaz.Hüseyin Rahmi Gürpınar, Türk edebiyatının en güzelklasiklerinden biri olan Cadı'da; bilim ile ruhanidünyanın arasında kalan dul Naşit Efendi'nin başındangeçen ürkütücü olayları anlatırkenbir yandan da okurunu eğlendirmeyi ihmal etmiyor.
Mesela, farz ediniz ki benim sekiz-on göbekten beriolan büyük annelerim tekrar dünyayı özleyerek hayatageri dönmüşler. (...) Ben bir annemi bile hoşnutedemiyorum. Allah saklasın öyle bir düzine çenesidüşük kocakarıyla sonra ne yaparım? (...) Ölümezarında gerek. Oradan çıkmaları ne kendileri ne debizim için iyi değildir. Sonra seçimlere karışırlar.
Parlamentoya girerler. Dünyadan namusuyla, şerefiylegitmiş olan edebiyatçıları, bilgeleri buraya milletvekiligönderirler. O biçarelerin de benzerleri gibi iftirayauğrayarak adları kirlenir. Bir zamanlar nasılsakazanmış oldukları ünleri bozulur. (...)Bizim Binnaz'ın açtığı bu çığır iyi bir şey olmaz.Hüseyin Rahmi Gürpınar, Türk edebiyatının en güzelklasiklerinden biri olan Cadı'da; bilim ile ruhanidünyanın arasında kalan dul Naşit Efendi'nin başındangeçen ürkütücü olayları anlatırkenbir yandan da okurunu eğlendirmeyi ihmal etmiyor.