“...Cadı olarak adlandırılanlar, insanları düşünmeye sevk eden nedenin açık bir beyanıyla cadıların çocuklara, hayvanlara vb.kelimeler ve görümlerle ve ayrıca haylazlıklarıyla zarar verebileceklerine inanmaya yönelmektedirler. Cadı olduğu söylenen türlerden biri, genellikle yaşlı, topal, bulanık gözlü, solgun, kötü ve kırışıklarla dolu kadınlardır; fakir, asık suratlı, batıl inançlı ve papacılar; ya da din bilmeyenler: İblis, uykulu zihinlerinde iyi bir yer edinmiş; nasıl bir fitne, musibet, musibet veya katliam meydana gelirse, zihinlerine ciddi ve sürekli bir hayal gücü kazınarak vasıtasıyla aynısını kendi başlarına yaptıklarına kolayca ikna olurlar. Zayıf ve deforme olmuşlar, yüzlerinde melankoli, onları görenlerin dehşetine varıyorlar. Sevinçli, sitemkâr, deli, şeytani ve içine cin kaçtığı düşünülenlerden pek de farklı değiller; fikirlerinde o kadar katı ve kararlıdır ki, sadece söylenen sözlerin tutarlılığına saygı duyan bir kimse, bunların gerçekten doğru olduğuna kolaylıkla inanacaktır...”
“...Cadı olarak adlandırılanlar, insanları düşünmeye sevk eden nedenin açık bir beyanıyla cadıların çocuklara, hayvanlara vb.kelimeler ve görümlerle ve ayrıca haylazlıklarıyla zarar verebileceklerine inanmaya yönelmektedirler. Cadı olduğu söylenen türlerden biri, genellikle yaşlı, topal, bulanık gözlü, solgun, kötü ve kırışıklarla dolu kadınlardır; fakir, asık suratlı, batıl inançlı ve papacılar; ya da din bilmeyenler: İblis, uykulu zihinlerinde iyi bir yer edinmiş; nasıl bir fitne, musibet, musibet veya katliam meydana gelirse, zihinlerine ciddi ve sürekli bir hayal gücü kazınarak vasıtasıyla aynısını kendi başlarına yaptıklarına kolayca ikna olurlar. Zayıf ve deforme olmuşlar, yüzlerinde melankoli, onları görenlerin dehşetine varıyorlar. Sevinçli, sitemkâr, deli, şeytani ve içine cin kaçtığı düşünülenlerden pek de farklı değiller; fikirlerinde o kadar katı ve kararlıdır ki, sadece söylenen sözlerin tutarlılığına saygı duyan bir kimse, bunların gerçekten doğru olduğuna kolaylıkla inanacaktır...”