Adnan Benk'in Çağdaş Eleştiri anlayışı, 20. yüzyılda gelişen eleştiri yöntemlerinin genel çizgilerini yapısında taşıyan engin bir bireşim ve anlatış gücüne dayanır. Bu gücü görmek isteyenler söz konusu söyleşileri ve yazıları büyük bir zevkle okuyacaklardır.
Ancak, eleştiriyi konu özetiyle bir tutanların yapıtları yazarların yaşamöyküsüne göre değerlendirenlerin, kurmaca metinlerdeki “Ben“leri yaratıcıların “Ben“iyle özdeşleştirenlerin, sürekli “eleştiri“ yazdığını sanıp da hep aynı beylik kalıpları yineleyenlerin, hangi yazınsal türün nasıl yazılması gerektiğini söylemeye kalkışanların, baktıkları her yapıtta kendi metin-dışı bakış açılarını sınayanların, okumadan yazanların, bilmeden tartışanların, araştırmadan inceleyenlerin, dile ve metne saygı duymadan çevirenlerin, ama en önemlisi de anlatı tekniğinde ve sanatta ulaşılan evrensel çizgiye yaklaşamayanların Adnan Benk'in Çağdaş Eleştiri dünyasında “hak ettikleri“ yeri bulacaklarını da özellikle belirtelim.
Adnan Benk'in Çağdaş Eleştiri anlayışı, 20. yüzyılda gelişen eleştiri yöntemlerinin genel çizgilerini yapısında taşıyan engin bir bireşim ve anlatış gücüne dayanır. Bu gücü görmek isteyenler söz konusu söyleşileri ve yazıları büyük bir zevkle okuyacaklardır.
Ancak, eleştiriyi konu özetiyle bir tutanların yapıtları yazarların yaşamöyküsüne göre değerlendirenlerin, kurmaca metinlerdeki “Ben“leri yaratıcıların “Ben“iyle özdeşleştirenlerin, sürekli “eleştiri“ yazdığını sanıp da hep aynı beylik kalıpları yineleyenlerin, hangi yazınsal türün nasıl yazılması gerektiğini söylemeye kalkışanların, baktıkları her yapıtta kendi metin-dışı bakış açılarını sınayanların, okumadan yazanların, bilmeden tartışanların, araştırmadan inceleyenlerin, dile ve metne saygı duymadan çevirenlerin, ama en önemlisi de anlatı tekniğinde ve sanatta ulaşılan evrensel çizgiye yaklaşamayanların Adnan Benk'in Çağdaş Eleştiri dünyasında “hak ettikleri“ yeri bulacaklarını da özellikle belirtelim.