Bu işlem için üye girişi yapmanız gerekiyor

Çakıl Taşları

Stok Kodu:
3990000026031
Boyut:
14.00x20.00
Sayfa Sayısı:
152
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2014
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
%25 indirimli
30,00
22,50
3990000026031
548033
Çakıl Taşları
Çakıl Taşları
22.50

Eli kendiliğinden televizyon kumandasına gitmişti. Ev sahibesinin sözleri aklına gelince sinirlenmişti yine. Gelişigüzel basıyordu tuşlara. Müzik kanalları, yemek programları derken bir haber kanalında zınk diye durdu. Sesini açtı televizyonun. Cezaevlerine operasyon yapıldığını anlatıyordu spiker.

Bir an kabus gördüğünü sandı. Oğlunun bulunduğu hapishaneydi gösterilen yerlerden biri. İş makineleriyle duvarları yıkıyordu resmi kıyafetli birileri. Eli ayağı buz kesmişti. Buymuş demek içimdeki sıkıntı, derken günlerdir onu kıvrandıran derdin nedenini anlamıştı ama neye yarardı... Yavrum, Murat'ım, gelemedim yanına oğlum... Bütün gövdesi çözülür gibi olduysa da öfkesinin verdiği enerjiyle hemen toparlanmış, beklemediği bir kuvvetle dolmuştu. Bir an evvel oğluna gitmeliydi. Kapıya koştu.

Kabanını giyerken kapının koluna asıldı. Bir an sanki başından kaynar sular döküldü. Merve Hanım'a küfürler ederken kırarcasına tekrar tekrar asıldı kapının koluna. Yararı yoktu. Genç kadın gürültülere koşup gelmiş, bir ekranda akan görüntülere bir Hatice Hanım'a bakıyor ve korkulu bir şaşkınlıkla neler olduğunu soruyordu. 0 ise sadece "Oğlum, oğlum Murat'ım" diyebilmişti. İçerideki feryadı duyan bahçıvan elini cama siper etmiş içeridekilere sesleniyordu. Kendisini tutup yerden kaldırmaya çalışan genç kadına "Bırak beni, ben öldüm" diyordu, Hatice Hanım.

Eli kendiliğinden televizyon kumandasına gitmişti. Ev sahibesinin sözleri aklına gelince sinirlenmişti yine. Gelişigüzel basıyordu tuşlara. Müzik kanalları, yemek programları derken bir haber kanalında zınk diye durdu. Sesini açtı televizyonun. Cezaevlerine operasyon yapıldığını anlatıyordu spiker.

Bir an kabus gördüğünü sandı. Oğlunun bulunduğu hapishaneydi gösterilen yerlerden biri. İş makineleriyle duvarları yıkıyordu resmi kıyafetli birileri. Eli ayağı buz kesmişti. Buymuş demek içimdeki sıkıntı, derken günlerdir onu kıvrandıran derdin nedenini anlamıştı ama neye yarardı... Yavrum, Murat'ım, gelemedim yanına oğlum... Bütün gövdesi çözülür gibi olduysa da öfkesinin verdiği enerjiyle hemen toparlanmış, beklemediği bir kuvvetle dolmuştu. Bir an evvel oğluna gitmeliydi. Kapıya koştu.

Kabanını giyerken kapının koluna asıldı. Bir an sanki başından kaynar sular döküldü. Merve Hanım'a küfürler ederken kırarcasına tekrar tekrar asıldı kapının koluna. Yararı yoktu. Genç kadın gürültülere koşup gelmiş, bir ekranda akan görüntülere bir Hatice Hanım'a bakıyor ve korkulu bir şaşkınlıkla neler olduğunu soruyordu. 0 ise sadece "Oğlum, oğlum Murat'ım" diyebilmişti. İçerideki feryadı duyan bahçıvan elini cama siper etmiş içeridekilere sesleniyordu. Kendisini tutup yerden kaldırmaya çalışan genç kadına "Bırak beni, ben öldüm" diyordu, Hatice Hanım.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat