Geçmişten günümüze dezavantajlı gruplar, işsizlik sorunundan sosyal dışlanmaya, fiziki sağlık sorunlarından psiko-sosyal sorunlara olmak üzere birçok alanda birçok sorunlarla karşı karşıya kalmaktadırlar. Özellikle sosyal hayatta problemler yaşayan dezavantajlı vatandaş grubunu çalışma yaşamı içerisinde de önemli sorunlar beklemektedir. Bu sorunların en başında ise işe girişte, iş süresince, iş sözleşmesinin sona ermesinde ayrımcılığa uğramalarıdır.
Çalışma yaşamında dezavantajlı gruplara yönelik hukuki düzenlemelere ILO Anayasasında ve diğer uluslararası belgelerde yer verildiğini görmekteyiz. Bunların büyük bir çoğunluğunu ülkemizde onaylanmıştır. Ülkemizde dezavantajlı grupta yer alan kişiler için bazılarında yetersiz hukuki düzenlemeler, bazılarında abartılmış hukuki düzenlemelere yer verildiği görülmektedir. Ülkemizi dezavantajlı grup açısından değerlendirdiğimizde ulaşılmak istenilen hedef ile varılan yer arasında önemli farklar olduğu ortaya çıkmaktadır. Ülkemizde top yekun kalkınmanın sağlanabilmesi için bu konuda da hedef ile ulaşılan yer arasındaki farkın en aza indirilmesi gerekmektedir.
Ülkemiz dezavantajlı grupların gerek sosyal, gerek çalışma hayatına kazandırılması bakımından diğer ülkelere göre daha şanslı, şöyle ki; geçmişimize baktığımızda o anki imkansızlıklar da göz önüne alındığında atalarımızın Ahilik teşkilatı içerisinde ve vakıfların bazı çalışmaları ile bu problemlere çözüm bulmaya çalıştıkları görülmektedir. Günümüzde modern kanunlarla ve modern kurumlarla ve denetimlerle bu problemleri çözülebileceği aşikardır, yeter ki bu konuda siyasi irade ve toplumda bilinç oluşmuş olsun.
Çalışmanın amacı ülkemiz açısından dezavantajlı vatandaşlarımızın çalışma yaşamında karşılaştığı olumsuzlukları ortaya koyabilmektir, tüm bunları yaparken asıl ulaşılmak istenilen hedef dezavantajlı vatandaşlarımız konusunda bir farkındalık yaratmak ve bu konudaki eksikliklerin belirtilerek, görüş ve önerilerin sunulması ve bu konuda akademik çalışma eksikliklerinin giderilmesidir.
Geçmişten günümüze dezavantajlı gruplar, işsizlik sorunundan sosyal dışlanmaya, fiziki sağlık sorunlarından psiko-sosyal sorunlara olmak üzere birçok alanda birçok sorunlarla karşı karşıya kalmaktadırlar. Özellikle sosyal hayatta problemler yaşayan dezavantajlı vatandaş grubunu çalışma yaşamı içerisinde de önemli sorunlar beklemektedir. Bu sorunların en başında ise işe girişte, iş süresince, iş sözleşmesinin sona ermesinde ayrımcılığa uğramalarıdır.
Çalışma yaşamında dezavantajlı gruplara yönelik hukuki düzenlemelere ILO Anayasasında ve diğer uluslararası belgelerde yer verildiğini görmekteyiz. Bunların büyük bir çoğunluğunu ülkemizde onaylanmıştır. Ülkemizde dezavantajlı grupta yer alan kişiler için bazılarında yetersiz hukuki düzenlemeler, bazılarında abartılmış hukuki düzenlemelere yer verildiği görülmektedir. Ülkemizi dezavantajlı grup açısından değerlendirdiğimizde ulaşılmak istenilen hedef ile varılan yer arasında önemli farklar olduğu ortaya çıkmaktadır. Ülkemizde top yekun kalkınmanın sağlanabilmesi için bu konuda da hedef ile ulaşılan yer arasındaki farkın en aza indirilmesi gerekmektedir.
Ülkemiz dezavantajlı grupların gerek sosyal, gerek çalışma hayatına kazandırılması bakımından diğer ülkelere göre daha şanslı, şöyle ki; geçmişimize baktığımızda o anki imkansızlıklar da göz önüne alındığında atalarımızın Ahilik teşkilatı içerisinde ve vakıfların bazı çalışmaları ile bu problemlere çözüm bulmaya çalıştıkları görülmektedir. Günümüzde modern kanunlarla ve modern kurumlarla ve denetimlerle bu problemleri çözülebileceği aşikardır, yeter ki bu konuda siyasi irade ve toplumda bilinç oluşmuş olsun.
Çalışmanın amacı ülkemiz açısından dezavantajlı vatandaşlarımızın çalışma yaşamında karşılaştığı olumsuzlukları ortaya koyabilmektir, tüm bunları yaparken asıl ulaşılmak istenilen hedef dezavantajlı vatandaşlarımız konusunda bir farkındalık yaratmak ve bu konudaki eksikliklerin belirtilerek, görüş ve önerilerin sunulması ve bu konuda akademik çalışma eksikliklerinin giderilmesidir.