(MESNEVİ'DEN)
Sen, topraktan biten taneler gibi, yerin sütüne bağlanmış, ona alışmışsın. Kalplerin gıdasına alış da bu sütten kesilmeye bak! Ey perdesiz nurları kabul etmeye istidadı olmayan kişi, hiç olmazsa harflerde gizlenmiş bir nur olan hikmet sözlerini duy, onları ye! Böyle böyle o hicapsız nuru da kabul etmeye istidat kazanır, gizli nuru da hicapsız olarak görürsün. Bu suretle yıldız gibi felekte seyreder, hattâ felekten hariç keyfiyetsiz seferlere düşersin!
Bu kitap, masal diyene masaldır... fakat bu kitapta hâlini gören, bu kitapla kendini anlayan kişi de erdir! Mesnevi, Nil ırmağının suyudur... Kıptiye kan görünür ama Musa kavmine kan değildir, sudur! Bu sözün düşmanı, şimdi gözüme şöyle görünmede... Cehenneme baş aşağı düşmüş!
Sanır mısın ki Mesnevi sözlerini okuyasın da ucuzca, bedavaca duyasın, anlayasın! Yahut hikmet sözleri ve gizli sırlar, kolayca kulağına girsin, ağzına gelsin! Duyarsın, duyarsın ama sana masal gibi gelir... dış yüzünü duyarsın, iç yüzünü değil! Bir güzel, başına, yüzüne çarşafını örtmüş, senden yüzünü gizlemiş! İhsan sürmesi gözünü aydınlatır, açarsa doğruyla mecazı o vakit ayırt eder, anlarsın! Yoksa koku almayan adama mis de bir, fışkı da... değil mi ki koku almıyor!
Belki bundan sonra bir izin gelir de söylenmesi lâzım olan sırlar söylenir. Sır, ancak sırrı bilenle eştir. Sır, onu inkâr eden kişinin kulağına söylenmez.
Mesnevi'nin sözlerindeki suret, surete kapılanı azdırır, yolunu kaybettirir; manâya bakan kişiye de yol gösterir, doğru yolu buldurur. Allah da, "Bu Kur'an, gönül yüzünden bazılarına doğru yolu gösterir, bazılarının da yolunu azıtır” buyurmuştur.
(MESNEVİ'DEN)
Sen, topraktan biten taneler gibi, yerin sütüne bağlanmış, ona alışmışsın. Kalplerin gıdasına alış da bu sütten kesilmeye bak! Ey perdesiz nurları kabul etmeye istidadı olmayan kişi, hiç olmazsa harflerde gizlenmiş bir nur olan hikmet sözlerini duy, onları ye! Böyle böyle o hicapsız nuru da kabul etmeye istidat kazanır, gizli nuru da hicapsız olarak görürsün. Bu suretle yıldız gibi felekte seyreder, hattâ felekten hariç keyfiyetsiz seferlere düşersin!
Bu kitap, masal diyene masaldır... fakat bu kitapta hâlini gören, bu kitapla kendini anlayan kişi de erdir! Mesnevi, Nil ırmağının suyudur... Kıptiye kan görünür ama Musa kavmine kan değildir, sudur! Bu sözün düşmanı, şimdi gözüme şöyle görünmede... Cehenneme baş aşağı düşmüş!
Sanır mısın ki Mesnevi sözlerini okuyasın da ucuzca, bedavaca duyasın, anlayasın! Yahut hikmet sözleri ve gizli sırlar, kolayca kulağına girsin, ağzına gelsin! Duyarsın, duyarsın ama sana masal gibi gelir... dış yüzünü duyarsın, iç yüzünü değil! Bir güzel, başına, yüzüne çarşafını örtmüş, senden yüzünü gizlemiş! İhsan sürmesi gözünü aydınlatır, açarsa doğruyla mecazı o vakit ayırt eder, anlarsın! Yoksa koku almayan adama mis de bir, fışkı da... değil mi ki koku almıyor!
Belki bundan sonra bir izin gelir de söylenmesi lâzım olan sırlar söylenir. Sır, ancak sırrı bilenle eştir. Sır, onu inkâr eden kişinin kulağına söylenmez.
Mesnevi'nin sözlerindeki suret, surete kapılanı azdırır, yolunu kaybettirir; manâya bakan kişiye de yol gösterir, doğru yolu buldurur. Allah da, "Bu Kur'an, gönül yüzünden bazılarına doğru yolu gösterir, bazılarının da yolunu azıtır” buyurmuştur.