Kim bu çılgınlar diye sordu Albay Ruef, atlıları dürbünle izlerken.
Kazmacı Türkler, Albayım. Kalenin duvarını yıkanlar. Sanki yediklerini sindirmek için gezintiye çıkmışlar. Gördüğünüz gibi onları hiçbir şey durduramaz.
Henüz çok gençtiler ve bir gemiye bindirilip savaşa gönderildiler. Ne savaşmayı biliyorlardı ne de gittikleri yeri. Osmanlı toprakları üzerinde oynanan büyük oyunun birer piyonuydular sadece, Fransa dan, Cezayir den, İngiltere den, Hindistan dan, Avustralya dan gelen bu genç çocuklar.
Kim bu çılgınlar diye sordu Albay Ruef, atlıları dürbünle izlerken.
Kazmacı Türkler, Albayım. Kalenin duvarını yıkanlar. Sanki yediklerini sindirmek için gezintiye çıkmışlar. Gördüğünüz gibi onları hiçbir şey durduramaz.
Henüz çok gençtiler ve bir gemiye bindirilip savaşa gönderildiler. Ne savaşmayı biliyorlardı ne de gittikleri yeri. Osmanlı toprakları üzerinde oynanan büyük oyunun birer piyonuydular sadece, Fransa dan, Cezayir den, İngiltere den, Hindistan dan, Avustralya dan gelen bu genç çocuklar.