Çanakkale Savaşlarında Osmanlı ordusu, büyük güçler karşısında var gücüyle çarpışırken geri planda neler yaşanıyordu? Savaş günlerinde başkent İstanbul'da bir yandan şehrin savunma hazırlıkları yapılırken bir yandan da sessizce şehrin tahliyesi, padişah ve hükümet erkânı gibi önemli kişilerin taşınması düşünüldü. Kusursuz işleyen ve çok gizli tutulan plan gereği ilk tedbir olarak hazine ve değerli eşyalar Anadolu içlerine taşındı. Bu sırada kara savaşlarının cereyan ettiği ve yarım milyondan fazla askerin kıyasıya mücadele ettiği daracık Gelibolu Yarımadası'nda tarihin en kanlı günleri yaşanıyordu. Sadece bir-iki gün içinde on binden fazla zayiat verildiği günlerdi bunlar. Topyekûn harbin tüm unsurlarının devreye sokulduğu Çanakkale Savaşlarında, Osmanlı toplumunun moral ve motivasyonunun artırılması, askerin savaşma azminin zinde tutulması için çeşitli görsel ve yazılı propaganda faaliyetlerine de yer verilmişti. Harp edebiyatının ilk örneklerinin verildiği bu dönemde Çanakkale Cephesinde “askerin kahramanlığını yaşatmak için” ülkenin bütün imkânları seferber edilmişti. Bu savaşta özellikle de ülkenin beşeri sermayesi, eğitimli gençleri yitirildi. Çanakkale seferberliği, harp sahası ve cephe gerisiyle Osmanlı/Türk tarihinin en anlamlı sayfalarından birini oluşturuyordu.
Bu çalışmada Çanakkale Savaşlarının cephe gerisi üzerine yoğunlaşılarak harp sahasında yapılan geziler, propaganda amaçlı mecmualar, savaşın filme alınması, sanat ve edebiyat alanındaki çalışmalar incelendi. Silahaltına alınan on binlerce yükseköğretim gençliğinin savaş tecrübeleri, yaşadıkları mağduriyet ele alındı. Gelibolu Cephesinde mücadele eden 5. ordunun iaşesi ve Osmanlı erkânıharbiyesinin Çanakkale Savaşları üzerine hazırladığı askeri tarih çalışmaları incelendi. Doç. Dr. Mustafa Selçuk, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü öğretim üyesidir. Hava Harp Okulu'nda harp tarihi dersleri veriyor. Dersaadet Murahhaslığı (1922-1928), Türk Hariciyesinin Dünyaya Açılan Kapısı, Türkiye'nin İlk ve Tek Kız Üniversitesi-İnas Darülfünunu (1914-1919) ve İstanbul Darülfünunu Edebiyat Fakültesi (1900-1933) isimli çalışmaları var.
Çanakkale Savaşlarında Osmanlı ordusu, büyük güçler karşısında var gücüyle çarpışırken geri planda neler yaşanıyordu? Savaş günlerinde başkent İstanbul'da bir yandan şehrin savunma hazırlıkları yapılırken bir yandan da sessizce şehrin tahliyesi, padişah ve hükümet erkânı gibi önemli kişilerin taşınması düşünüldü. Kusursuz işleyen ve çok gizli tutulan plan gereği ilk tedbir olarak hazine ve değerli eşyalar Anadolu içlerine taşındı. Bu sırada kara savaşlarının cereyan ettiği ve yarım milyondan fazla askerin kıyasıya mücadele ettiği daracık Gelibolu Yarımadası'nda tarihin en kanlı günleri yaşanıyordu. Sadece bir-iki gün içinde on binden fazla zayiat verildiği günlerdi bunlar. Topyekûn harbin tüm unsurlarının devreye sokulduğu Çanakkale Savaşlarında, Osmanlı toplumunun moral ve motivasyonunun artırılması, askerin savaşma azminin zinde tutulması için çeşitli görsel ve yazılı propaganda faaliyetlerine de yer verilmişti. Harp edebiyatının ilk örneklerinin verildiği bu dönemde Çanakkale Cephesinde “askerin kahramanlığını yaşatmak için” ülkenin bütün imkânları seferber edilmişti. Bu savaşta özellikle de ülkenin beşeri sermayesi, eğitimli gençleri yitirildi. Çanakkale seferberliği, harp sahası ve cephe gerisiyle Osmanlı/Türk tarihinin en anlamlı sayfalarından birini oluşturuyordu.
Bu çalışmada Çanakkale Savaşlarının cephe gerisi üzerine yoğunlaşılarak harp sahasında yapılan geziler, propaganda amaçlı mecmualar, savaşın filme alınması, sanat ve edebiyat alanındaki çalışmalar incelendi. Silahaltına alınan on binlerce yükseköğretim gençliğinin savaş tecrübeleri, yaşadıkları mağduriyet ele alındı. Gelibolu Cephesinde mücadele eden 5. ordunun iaşesi ve Osmanlı erkânıharbiyesinin Çanakkale Savaşları üzerine hazırladığı askeri tarih çalışmaları incelendi. Doç. Dr. Mustafa Selçuk, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü öğretim üyesidir. Hava Harp Okulu'nda harp tarihi dersleri veriyor. Dersaadet Murahhaslığı (1922-1928), Türk Hariciyesinin Dünyaya Açılan Kapısı, Türkiye'nin İlk ve Tek Kız Üniversitesi-İnas Darülfünunu (1914-1919) ve İstanbul Darülfünunu Edebiyat Fakültesi (1900-1933) isimli çalışmaları var.