"... Maşallah maşallah, sen iyileşmişsin Meltem. Odanız da çok güzel. Insan burada sıkılmaz. Park gibi havadardır. Penceresi bahçeye bakıyor. Şiir bile yazabilirsin.'
Hasta yatağında çelimsiz duran krema tenli kız, dayısına mahzun gözlerle baktı:
'Dayı, şiir yazma yeteneğim yok ki!'
'Günlük tutarsın. Ben de onları roman yaparım.'
'Peki, dayı. Söz mü?'
'Söz' Herhalde yazacaksın değil mi, dayı?'
'Elbette'
'Olsem de...'
Gerisini getiremedi. Odaya bir hüzün çöktü. Dayı, yenge, anne, hasta, hatta öbür yatakta refakatçi olan kadın bile ağladı. Çok soğukkanlı olan Basri Hoca da kendini tutamadı. Keşke şiirden, günlükten bahsetmeseydi. O hastalık ne kadar ölüme yakındı. Meltem, okulda rahatsız olduğu günden beri hep ölümle arkadaş olmuş, hem ölümü sevmiş hem de ondan korkmuştu. Sevmek ve korkmak, bu iki fil nasıl beraber olabiliyordu. Belki de insanlık asırlar boyu bu soruya cevap verememişti. Çünkü sevilen ve korkulan şeyler akla çok geliyor ve anılıyordu. Esasında sevgiyle korku zıt değil, kardeş gibiydi. Biri olmadan diğeri olmuyordu..."
"... Maşallah maşallah, sen iyileşmişsin Meltem. Odanız da çok güzel. Insan burada sıkılmaz. Park gibi havadardır. Penceresi bahçeye bakıyor. Şiir bile yazabilirsin.'
Hasta yatağında çelimsiz duran krema tenli kız, dayısına mahzun gözlerle baktı:
'Dayı, şiir yazma yeteneğim yok ki!'
'Günlük tutarsın. Ben de onları roman yaparım.'
'Peki, dayı. Söz mü?'
'Söz' Herhalde yazacaksın değil mi, dayı?'
'Elbette'
'Olsem de...'
Gerisini getiremedi. Odaya bir hüzün çöktü. Dayı, yenge, anne, hasta, hatta öbür yatakta refakatçi olan kadın bile ağladı. Çok soğukkanlı olan Basri Hoca da kendini tutamadı. Keşke şiirden, günlükten bahsetmeseydi. O hastalık ne kadar ölüme yakındı. Meltem, okulda rahatsız olduğu günden beri hep ölümle arkadaş olmuş, hem ölümü sevmiş hem de ondan korkmuştu. Sevmek ve korkmak, bu iki fil nasıl beraber olabiliyordu. Belki de insanlık asırlar boyu bu soruya cevap verememişti. Çünkü sevilen ve korkulan şeyler akla çok geliyor ve anılıyordu. Esasında sevgiyle korku zıt değil, kardeş gibiydi. Biri olmadan diğeri olmuyordu..."