Hayır, hayır! Kitap filan değil. dudağındaki kırmızı ruj. Nereden bilsinler o kırmızının hangi kırılganlığı örttüğünü? Yine nereden bilsinler sabahları yüzünü yıkar yıkamaz o ruju sürdüğünü? Gülde göz kamaştıran kırmızı, senin dudağında neden eğreti bir yosma?
Yüreğini yiyip bitiren kuşların gagalarından topladı eksiklerini. Suyun umarsız dalgalarına yerleştirdi teker teker. Ek yerlerinde usulca baş gösteren alçak gönüllü mavilerin, yeşillerin üstlerine, uzunlamasına yatırdı süreğen yalnızlığını. Su, olağanüstü yağmur özlemleriyle akıttı içinden dışına geçmişi. Kadın, bir yerlere sığdıramadığı düşlerini, sonsuz açlığını koyuverdi suya... Tüm daralma anlarının çığlığını gökyüzüne..
Hayır, hayır! Kitap filan değil. dudağındaki kırmızı ruj. Nereden bilsinler o kırmızının hangi kırılganlığı örttüğünü? Yine nereden bilsinler sabahları yüzünü yıkar yıkamaz o ruju sürdüğünü? Gülde göz kamaştıran kırmızı, senin dudağında neden eğreti bir yosma?
Yüreğini yiyip bitiren kuşların gagalarından topladı eksiklerini. Suyun umarsız dalgalarına yerleştirdi teker teker. Ek yerlerinde usulca baş gösteren alçak gönüllü mavilerin, yeşillerin üstlerine, uzunlamasına yatırdı süreğen yalnızlığını. Su, olağanüstü yağmur özlemleriyle akıttı içinden dışına geçmişi. Kadın, bir yerlere sığdıramadığı düşlerini, sonsuz açlığını koyuverdi suya... Tüm daralma anlarının çığlığını gökyüzüne..