Bu dünyadaki bulunuş sebebimiz ne?
Neden bitki ya da hayvan değiliz de insan suretinde gönderildik?
Ve o insan suretinden, “insan” sıfatına geçebilmek için ne yapmalıyız?
Allah'ın insana yüklediği görev ne yeryüzünde?
İnsan olmak demek, Allah'ın yeryüzünde halifesi olmak demekse, o yeryüzünün halifesi olabilmek için içimizde bulunan, onun ruhundan üflediği ruhumuzu tanımamız gerek.
İnsanı, diğer yaratılmış tüm varlıklardan ayıran ve ona özellik katan aşktır. Hepimiz içimizde bir “canpare aşk” taşıyoruz.
O canpâre aşk, bizim Yaradan'a duyduğumuz aşktır.
Onu hissetmektir, baktığın her şeyde onun yaratma sanatını görmektir.
Aynaya baktığında gözünü, kaşını, yüzünü değil, Allah'ı görmektir.
Ve yeryüzüne sınırsız bir aynadan bakmak; dağda, tepede, bayırda, çimende, ağaçta, çiçekte, kuşta kısacası var olan her şeyde onun muazzam yaratma sanatını görmek, bilmek ve bu yaratma sanatına hayran olmaktır.
Şu üç günlük dünya deyip de ettiğimiz tüm kavgaları, gürültüleri, patırtıları, kopardığımız tüm yaygaraları bir kenara bırakabilsek, ılık ılık gönüllere esebilsek.
Geçtiğimiz her yere, Allah'ın içimize koyduğu aşkın kokusunu götürebilsek.
Yolumuz aşk, kıblemiz aşk, secdemiz aşk için aşkla olsa.
Aşkı hissedemeyip;
Kalbini kin, nefret, kavgayla dolduranlara da aşk olsun…
Bu dünyadaki bulunuş sebebimiz ne?
Neden bitki ya da hayvan değiliz de insan suretinde gönderildik?
Ve o insan suretinden, “insan” sıfatına geçebilmek için ne yapmalıyız?
Allah'ın insana yüklediği görev ne yeryüzünde?
İnsan olmak demek, Allah'ın yeryüzünde halifesi olmak demekse, o yeryüzünün halifesi olabilmek için içimizde bulunan, onun ruhundan üflediği ruhumuzu tanımamız gerek.
İnsanı, diğer yaratılmış tüm varlıklardan ayıran ve ona özellik katan aşktır. Hepimiz içimizde bir “canpare aşk” taşıyoruz.
O canpâre aşk, bizim Yaradan'a duyduğumuz aşktır.
Onu hissetmektir, baktığın her şeyde onun yaratma sanatını görmektir.
Aynaya baktığında gözünü, kaşını, yüzünü değil, Allah'ı görmektir.
Ve yeryüzüne sınırsız bir aynadan bakmak; dağda, tepede, bayırda, çimende, ağaçta, çiçekte, kuşta kısacası var olan her şeyde onun muazzam yaratma sanatını görmek, bilmek ve bu yaratma sanatına hayran olmaktır.
Şu üç günlük dünya deyip de ettiğimiz tüm kavgaları, gürültüleri, patırtıları, kopardığımız tüm yaygaraları bir kenara bırakabilsek, ılık ılık gönüllere esebilsek.
Geçtiğimiz her yere, Allah'ın içimize koyduğu aşkın kokusunu götürebilsek.
Yolumuz aşk, kıblemiz aşk, secdemiz aşk için aşkla olsa.
Aşkı hissedemeyip;
Kalbini kin, nefret, kavgayla dolduranlara da aşk olsun…