“Elbise dolabından kendisine çok yakışan kırık beyazı elbisesini giydi. Yüzündeki lekeyi ilk kez görmeden saçlarını taradı sadece. En sevdiği beyaz tokasını takarak kapıdan dışarı çıktı. Bulutlara yakın olma isteğiyle bir binanın çatısında kendisini bulduğunda gün ortasıydı. Yukarıdan bakınca herkese uzak ve en yüksekte olmanın hazzını yaşadı ilk defa. Sevildiğini hissetmiş ve delice bir arzuyla çok sevmişti. Kuşların özgürce uçuşuna katılacağı o anın gelmesi için emin adımlarla yürüdü, yürüdü, yürüdü…”
“Elbise dolabından kendisine çok yakışan kırık beyazı elbisesini giydi. Yüzündeki lekeyi ilk kez görmeden saçlarını taradı sadece. En sevdiği beyaz tokasını takarak kapıdan dışarı çıktı. Bulutlara yakın olma isteğiyle bir binanın çatısında kendisini bulduğunda gün ortasıydı. Yukarıdan bakınca herkese uzak ve en yüksekte olmanın hazzını yaşadı ilk defa. Sevildiğini hissetmiş ve delice bir arzuyla çok sevmişti. Kuşların özgürce uçuşuna katılacağı o anın gelmesi için emin adımlarla yürüdü, yürüdü, yürüdü…”