Yeraltı edebiyatının “müthiş” bir örneğidir Çarpışma. Anthony Burgess'ın en yaratıcı yazarlardan saydığı, kimi eleştirmenlerin Calvino'ya benzettiği Ballard'ın ana temaları “sınırsız olabilirlik” ve “şimdideki gelecek”tir. Klasik bilim-kurgunun teknoloji tapınmasına dönüşen dış uzaylara yönelik gezintilerine karşı çıkarak, “Esas yabancı gezegen dünyamızdır” diyor ve teknoloji tapınmasını reddederek okuru “iç yolculuklar”a çağırıyor.
Çarpışma'da ise “başrol”de modern zamanların gündelik hayat tanrılarından olan araba var. İnsanların küçük dünya-larını başka yerlere taşımasına imkân vererek özgürlük yanılsaması yaratan; “uzaklık”ı, dolayısıyla “yolculuk”u yok ederek “hız”a özel bir ağırlık ve istenirlik kazandıran; “güvenli” evlerimizden otoyollara çıktığımızda bizi ölümün kıyısında gezdirerek epeydir kaybettiğimiz “heyecan”ı yaşatan bir araç araba... Modern zamanların kalabalıkları arasında yalıtılmış, güçsüz ve çaresizce dolaşırken bize sağladığı iktidar ve heyecanla “tahrik” olduğumuz, kendimizi tekrar “yarışta” hissettiğimiz bir “teknoloji harikası...”
Ballard, gündelik hayatımızın vazgeçilmezlerinden olan arabaları seks ve teknolojinin buluşma yeri olarak kullanıyor. Artık arabalar hem sonsuz fantezilerin yaşandığı bir cinsellik mekânı hem de çarpışmaların taşıdığı cinsel göndermelerle dolu seksüel birer objedir ona göre...
Türünün tek örneği olan Çarpışma, “oto-erotizm” diyebileceğimiz bir eğretilemeyle, günümüz teknolojisinin içimizde uyuyan psikopatolojiyi nasıl uyandırabileceğini, seksle teknoloji arasındaki çarpıcı birlikteliğin “dehşetli” yanlarını gösteriyor.
“Borges'ten sonra, fakat bir başka düzlemde, Çarpışma bundan böyle her yerde karşımıza çıkan simülasyon evreninin ilk büyük romanıdır.”
Jean Baudrillard.
Yeraltı edebiyatının “müthiş” bir örneğidir Çarpışma. Anthony Burgess'ın en yaratıcı yazarlardan saydığı, kimi eleştirmenlerin Calvino'ya benzettiği Ballard'ın ana temaları “sınırsız olabilirlik” ve “şimdideki gelecek”tir. Klasik bilim-kurgunun teknoloji tapınmasına dönüşen dış uzaylara yönelik gezintilerine karşı çıkarak, “Esas yabancı gezegen dünyamızdır” diyor ve teknoloji tapınmasını reddederek okuru “iç yolculuklar”a çağırıyor.
Çarpışma'da ise “başrol”de modern zamanların gündelik hayat tanrılarından olan araba var. İnsanların küçük dünya-larını başka yerlere taşımasına imkân vererek özgürlük yanılsaması yaratan; “uzaklık”ı, dolayısıyla “yolculuk”u yok ederek “hız”a özel bir ağırlık ve istenirlik kazandıran; “güvenli” evlerimizden otoyollara çıktığımızda bizi ölümün kıyısında gezdirerek epeydir kaybettiğimiz “heyecan”ı yaşatan bir araç araba... Modern zamanların kalabalıkları arasında yalıtılmış, güçsüz ve çaresizce dolaşırken bize sağladığı iktidar ve heyecanla “tahrik” olduğumuz, kendimizi tekrar “yarışta” hissettiğimiz bir “teknoloji harikası...”
Ballard, gündelik hayatımızın vazgeçilmezlerinden olan arabaları seks ve teknolojinin buluşma yeri olarak kullanıyor. Artık arabalar hem sonsuz fantezilerin yaşandığı bir cinsellik mekânı hem de çarpışmaların taşıdığı cinsel göndermelerle dolu seksüel birer objedir ona göre...
Türünün tek örneği olan Çarpışma, “oto-erotizm” diyebileceğimiz bir eğretilemeyle, günümüz teknolojisinin içimizde uyuyan psikopatolojiyi nasıl uyandırabileceğini, seksle teknoloji arasındaki çarpıcı birlikteliğin “dehşetli” yanlarını gösteriyor.
“Borges'ten sonra, fakat bir başka düzlemde, Çarpışma bundan böyle her yerde karşımıza çıkan simülasyon evreninin ilk büyük romanıdır.”
Jean Baudrillard.