Cehennem Treni Herşey Küçük Bir Kurşunla Başladı

Stok Kodu:
9786056137693
Boyut:
13.50x21.00
Sayfa Sayısı:
128
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2010
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
%15 indirimli
9,26
7,87
9786056137693
407041
Cehennem Treni
Cehennem Treni Herşey Küçük Bir Kurşunla Başladı
7.87

Hiç kimse kendi kaderini belirleyemedi. Şimdi tüm ipler bir zamanların zavallısı, mağduru, yetimi, acı çekeni, aklınıza gelebilecek tüm olumsuzlukları heybesinde biriktiren iki insanın elindeydi.

Demek ki, intikam insanları saplantı ve korku dolu bir oyunun içine itiyordu. Oyunun kurallarını kendileri belirleseler de… Oyun ateşin içinde oynanıyor, yakarken yanıyor, öldürürken ölüyorlardı.

Tüm savaşlar hayatta kalmak için değil miydi? Tarihe iz bırakmış, vicdanlara kazınmış Vietnam benzeri savaşların yüzlerde bıraktığı acı mimiği, dudak kıvrımında ki kan sızıntısı, topraklardaki kan izi nereden geliyor! Bir çöp gibi gömülen bedenlerin kılcal damarlarında biriken intikam olmasın…

Acı veren somut dünyanın insanları bir girdaba dâhil olduğunun farkındadır aslında. Mücadele kime ve neye? Dış gerçekler ve yazgılar arasındaki hileli dolambaç. Çıkış noktası ölüm! Yaşanası olaylardan bir düzmece… İçine çekilen duygular, sindirilen kişilikler.

Çoğu kez okunmadan geçilen önsözlere çekilen dikkat!
Sayfalarını çevirirken kalbinizin atışına engel olamayacağınız, intikam duygusunu iliklerinizde hissedeceğiniz sayfalar tükendikçe; kötülükten, kargaşadan, savaştan kurtuluşun sükûnetini, birlik, beraberlik, uyum ve huzur içinde yaşamanın kıymetini anlayacaksınız.

Bu romanın öfkeden sayfaları kabarsa da, gardiyanlar artık bizden biri olsun ve kanımız damarlarımızda kalsın, diye yazıldı.

Yazar Hakkında; Adana'nın Seyhan ilçesinde doğdu. İlkokul 1. ve 2. sınıfı Adana Dumlupınar ilk Öğretim Okulunda okudu. Daha sonra, ailesiyle birlikte İzmir'e yerleşti. Göçebe bir okul hayatı, bu yolculukla birlikte başlamış oldu. İlkokulun geri kalan kısmını, İzmir'in Bornova ilçesinde ki General İzzettin Çalışlar ilkokulunda okudu. Ortaokulu, yine aynı çevrede Mediha Mahmutbey İlköğretim Okulunda tamamladı. Ortaokul başarı puanı yüksek olunca, öğretmenlerin önerisi üzerine, Sıdıka Rodop lisesine kayıt ettirildi. Burada Süper Lise bölümünde Almanca dil eğitimi gördü. Lise 1. sınıfta kız arkadaşına yazdığı mektup, edebiyat öğretmeni tarafından, sınav esnasında yakalandı ve kopya sayılıp, içeriğine hiç bakılmadan, o dersten başarısız ilan edildi. Tüm çabalarına rağmen öğretmeni fikirlerinden bir süre vazgeçiremedi. Kopya sayılıp, yırtılan kâğıt parçalarını çöpten alıp, birleştirdi ve öğretmene sonunda durumu anlatmayı başardı. Bu konu öğretmenler arasında espri konusu oldu. Edebiyat öğretmeninin, mektubu okuyup beğenmesi üzerine, ilk defa ciddi anlamda bir topluluk karşısına çıktı ve bir şiir gecesinde yazdığı şiirini okudu. Sonra yazmaktan hiç vazgeçemedi. O insanları gözlemlemeyi çok seviyordu. Mimiklerden bile ifadeler çizebiliyordu sayfalara. Çoğu insanın düzenli hayat diye tabir ettiği yaşama uyum sağlamak yerine, kendi çizelgesinde, kendi yaşantısıyla kavrulmayı seçiyordu. Özgürlüğünü kısıtlamayan şeyler, tesadüfler, hayal dünyası, asla vazgeçemeyeceği soyut kavramları.
'Bir şey giyinirken, üzerinize yakıştığınızı düşünüyorsanız, boş verin başkalarının fikirlerini. Hayatı basit yaşayalım, basit yaşayalım ki başkalarına da yer kalsın' diyor.

Hiç kimse kendi kaderini belirleyemedi. Şimdi tüm ipler bir zamanların zavallısı, mağduru, yetimi, acı çekeni, aklınıza gelebilecek tüm olumsuzlukları heybesinde biriktiren iki insanın elindeydi.

Demek ki, intikam insanları saplantı ve korku dolu bir oyunun içine itiyordu. Oyunun kurallarını kendileri belirleseler de… Oyun ateşin içinde oynanıyor, yakarken yanıyor, öldürürken ölüyorlardı.

Tüm savaşlar hayatta kalmak için değil miydi? Tarihe iz bırakmış, vicdanlara kazınmış Vietnam benzeri savaşların yüzlerde bıraktığı acı mimiği, dudak kıvrımında ki kan sızıntısı, topraklardaki kan izi nereden geliyor! Bir çöp gibi gömülen bedenlerin kılcal damarlarında biriken intikam olmasın…

Acı veren somut dünyanın insanları bir girdaba dâhil olduğunun farkındadır aslında. Mücadele kime ve neye? Dış gerçekler ve yazgılar arasındaki hileli dolambaç. Çıkış noktası ölüm! Yaşanası olaylardan bir düzmece… İçine çekilen duygular, sindirilen kişilikler.

Çoğu kez okunmadan geçilen önsözlere çekilen dikkat!
Sayfalarını çevirirken kalbinizin atışına engel olamayacağınız, intikam duygusunu iliklerinizde hissedeceğiniz sayfalar tükendikçe; kötülükten, kargaşadan, savaştan kurtuluşun sükûnetini, birlik, beraberlik, uyum ve huzur içinde yaşamanın kıymetini anlayacaksınız.

Bu romanın öfkeden sayfaları kabarsa da, gardiyanlar artık bizden biri olsun ve kanımız damarlarımızda kalsın, diye yazıldı.

Yazar Hakkında; Adana'nın Seyhan ilçesinde doğdu. İlkokul 1. ve 2. sınıfı Adana Dumlupınar ilk Öğretim Okulunda okudu. Daha sonra, ailesiyle birlikte İzmir'e yerleşti. Göçebe bir okul hayatı, bu yolculukla birlikte başlamış oldu. İlkokulun geri kalan kısmını, İzmir'in Bornova ilçesinde ki General İzzettin Çalışlar ilkokulunda okudu. Ortaokulu, yine aynı çevrede Mediha Mahmutbey İlköğretim Okulunda tamamladı. Ortaokul başarı puanı yüksek olunca, öğretmenlerin önerisi üzerine, Sıdıka Rodop lisesine kayıt ettirildi. Burada Süper Lise bölümünde Almanca dil eğitimi gördü. Lise 1. sınıfta kız arkadaşına yazdığı mektup, edebiyat öğretmeni tarafından, sınav esnasında yakalandı ve kopya sayılıp, içeriğine hiç bakılmadan, o dersten başarısız ilan edildi. Tüm çabalarına rağmen öğretmeni fikirlerinden bir süre vazgeçiremedi. Kopya sayılıp, yırtılan kâğıt parçalarını çöpten alıp, birleştirdi ve öğretmene sonunda durumu anlatmayı başardı. Bu konu öğretmenler arasında espri konusu oldu. Edebiyat öğretmeninin, mektubu okuyup beğenmesi üzerine, ilk defa ciddi anlamda bir topluluk karşısına çıktı ve bir şiir gecesinde yazdığı şiirini okudu. Sonra yazmaktan hiç vazgeçemedi. O insanları gözlemlemeyi çok seviyordu. Mimiklerden bile ifadeler çizebiliyordu sayfalara. Çoğu insanın düzenli hayat diye tabir ettiği yaşama uyum sağlamak yerine, kendi çizelgesinde, kendi yaşantısıyla kavrulmayı seçiyordu. Özgürlüğünü kısıtlamayan şeyler, tesadüfler, hayal dünyası, asla vazgeçemeyeceği soyut kavramları.
'Bir şey giyinirken, üzerinize yakıştığınızı düşünüyorsanız, boş verin başkalarının fikirlerini. Hayatı basit yaşayalım, basit yaşayalım ki başkalarına da yer kalsın' diyor.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat