Necmettin Şahiner'in 1975-1987 yılları arasında her perşembe Türkiye'nin en önemli fikir adamlarından olan Cemil Meriç'le yaptığı Risale-i Nur sohbetlerini bir araya getirdiği bu kıymetli eser Cağaloğlu Yayınevi tarafından okuyucuyla buluşturulmuştur. Yapılan sohbetler tasnif edilerek sunulmuştur. Bunlardan bazıları: Kadın, Medeniyet, Edebiyat, İslâm İnsaf Demektir…
“Ben bir fikir adamıyım. Fikir adamı demek, fikir için yaşayan adam demektir. Bu nedenle doğru ya da yanlış her fikrin mutlak ve kâmil bir hürriyet içinde kendini ifade etmesi, ülkemizin haysiyeti, vakarı, şerefidir. Ne yazık ki hürriyeti yalnız Batı'dan gelen abesler için kabul ediyoruz. Fikre ambargo koymayı cinayetlerin en büyüğü telakki ederim.”
“Türk-İslâm medeniyeti ahlâka, feragate dayanan bir medeniyet. Gerçekleştirdiği değerler edebiyattan da felsefeden de ilimden de muazzam. Ben bu mazlum medeniyetin sesi olmak istiyorum. Korumak istediğim şaheser insanın kendisi. Tarihine vecdle eğildiğim bu büyük, bu gerçek, bu mert insanı Osmanlı meydana getirmiş ve yaşatmış. Düşünenin görevi insanından kopan, tarihini unutan aydınları irşada çalışmaktır. Kızmadan, usanmadan irşad. Gerçek sanat ayırmaz, birleştirir.”
“Bir çağın vicdanı olmak isterdim, bir çağın. Daha doğrusu bir ülkenin. İdrakimize vurulan zincirleri kırmak, yalanları yok etmek, Türk insanını ayıran bütün duvarları yıkmak isterdim. Muhteşem bir maziyi daha muhteşem bir istikbale bağlayacak köprü. Sanat düşüncenin, düşünce mukaddeslerin mukaddesi. Hakikat ve sevgi.”
“Hafızasını kaybeden bu zavallı nesilleri biz mahvettik, bu cinayet hepimizin eseri…”
Necmettin Şahiner'in 1975-1987 yılları arasında her perşembe Türkiye'nin en önemli fikir adamlarından olan Cemil Meriç'le yaptığı Risale-i Nur sohbetlerini bir araya getirdiği bu kıymetli eser Cağaloğlu Yayınevi tarafından okuyucuyla buluşturulmuştur. Yapılan sohbetler tasnif edilerek sunulmuştur. Bunlardan bazıları: Kadın, Medeniyet, Edebiyat, İslâm İnsaf Demektir…
“Ben bir fikir adamıyım. Fikir adamı demek, fikir için yaşayan adam demektir. Bu nedenle doğru ya da yanlış her fikrin mutlak ve kâmil bir hürriyet içinde kendini ifade etmesi, ülkemizin haysiyeti, vakarı, şerefidir. Ne yazık ki hürriyeti yalnız Batı'dan gelen abesler için kabul ediyoruz. Fikre ambargo koymayı cinayetlerin en büyüğü telakki ederim.”
“Türk-İslâm medeniyeti ahlâka, feragate dayanan bir medeniyet. Gerçekleştirdiği değerler edebiyattan da felsefeden de ilimden de muazzam. Ben bu mazlum medeniyetin sesi olmak istiyorum. Korumak istediğim şaheser insanın kendisi. Tarihine vecdle eğildiğim bu büyük, bu gerçek, bu mert insanı Osmanlı meydana getirmiş ve yaşatmış. Düşünenin görevi insanından kopan, tarihini unutan aydınları irşada çalışmaktır. Kızmadan, usanmadan irşad. Gerçek sanat ayırmaz, birleştirir.”
“Bir çağın vicdanı olmak isterdim, bir çağın. Daha doğrusu bir ülkenin. İdrakimize vurulan zincirleri kırmak, yalanları yok etmek, Türk insanını ayıran bütün duvarları yıkmak isterdim. Muhteşem bir maziyi daha muhteşem bir istikbale bağlayacak köprü. Sanat düşüncenin, düşünce mukaddeslerin mukaddesi. Hakikat ve sevgi.”
“Hafızasını kaybeden bu zavallı nesilleri biz mahvettik, bu cinayet hepimizin eseri…”