"Cenab serapa yeni idi. Aruza parmaklarının arasında şaşıracak marifetler yaptıran kafiyeleri hiç beklenmeyen ve umulmayan yerden hokkabaz maharetiyle avlayan nazım eşkaline her gün libas giydirerek bir Kaleidoscope gibi türlü türlü renklerle gözleri kamaştıran bu san'atkar sade bir şair değil, harikalar icad eden bir hünerverdir.
............
O, ne Petrerka gibi aşk ile mest ne de Musset gibi elemle, hicran ile bedbaht bir şaire benzemez. Kadını ve aşkı terennüm ederken tellerinden çıkrabilecek olan san'at nağmeleriyle ilgilidir; ve bu sanat kayıtlarının altında kalbinin asıl duyguları uyuşmuş bir halde görünür. O bir aşk değil sadece bir san'atkardır.
-Halid Ziya Uşaklıgil-
(Kitabın İçinden)
"Cenab serapa yeni idi. Aruza parmaklarının arasında şaşıracak marifetler yaptıran kafiyeleri hiç beklenmeyen ve umulmayan yerden hokkabaz maharetiyle avlayan nazım eşkaline her gün libas giydirerek bir Kaleidoscope gibi türlü türlü renklerle gözleri kamaştıran bu san'atkar sade bir şair değil, harikalar icad eden bir hünerverdir.
............
O, ne Petrerka gibi aşk ile mest ne de Musset gibi elemle, hicran ile bedbaht bir şaire benzemez. Kadını ve aşkı terennüm ederken tellerinden çıkrabilecek olan san'at nağmeleriyle ilgilidir; ve bu sanat kayıtlarının altında kalbinin asıl duyguları uyuşmuş bir halde görünür. O bir aşk değil sadece bir san'atkardır.
-Halid Ziya Uşaklıgil-
(Kitabın İçinden)