"...Billur su akıtan pınarlara 'Kırkpınar' derlerdi. Sıra sıra olmuş kocaman kayaların dibinden kaynıyordu pınarlar. Bembeyaz doru taylar gibiydi sular. Kaplıcaların beş, altı kilometre ötesindeydi hayat suyu akıtan pınarlar. Kaplıcadakiler, buralara seyrana gidiyordu. Bulgur pilavı, haşlanmış et, kuru soğana ve dana gözü üzümüne doyum olmazdı. Asırlardan beri gürül gürül akıyordu kırkpınar. Daha ötelerde bir yatır vardı. Anlatışa göre orda yatan zat, veliler başbuğuymuş. Elinde, avucunda su mayalanırmış, onun yüzü suyu hürmçtine Allah bu vadiye şifah suyu ihsan etmişti..."
Sabır, tevekkül, samimi sevgi, üzerine kurulmuş muntazam, örnek bir aile hayatı... Mağrur değil, mağdur, ancak hırsla değil, azimle hayat mücadelesini başarıp davasından taviz vermeden ayakları üstünde duran bir yazarın hikayesi.
Kaba kuvvete karşı bilgi üstünlüğünü savunan üniversiteli gencin geçmişten günümüze, günümüzden geleceğe uzanan hayatından gerçek ve düşündürdürdü manzaralar...
"...Billur su akıtan pınarlara 'Kırkpınar' derlerdi. Sıra sıra olmuş kocaman kayaların dibinden kaynıyordu pınarlar. Bembeyaz doru taylar gibiydi sular. Kaplıcaların beş, altı kilometre ötesindeydi hayat suyu akıtan pınarlar. Kaplıcadakiler, buralara seyrana gidiyordu. Bulgur pilavı, haşlanmış et, kuru soğana ve dana gözü üzümüne doyum olmazdı. Asırlardan beri gürül gürül akıyordu kırkpınar. Daha ötelerde bir yatır vardı. Anlatışa göre orda yatan zat, veliler başbuğuymuş. Elinde, avucunda su mayalanırmış, onun yüzü suyu hürmçtine Allah bu vadiye şifah suyu ihsan etmişti..."
Sabır, tevekkül, samimi sevgi, üzerine kurulmuş muntazam, örnek bir aile hayatı... Mağrur değil, mağdur, ancak hırsla değil, azimle hayat mücadelesini başarıp davasından taviz vermeden ayakları üstünde duran bir yazarın hikayesi.
Kaba kuvvete karşı bilgi üstünlüğünü savunan üniversiteli gencin geçmişten günümüze, günümüzden geleceğe uzanan hayatından gerçek ve düşündürdürdü manzaralar...