Cennete Yolculuk kitabı, Zehra'nın Dünya'dayken ölen babasının ruhunu Cennet Gezegeni'nde aramasının romanıdır. Babasının ruhunu ararken Dünya ve Cennet Gezegeni'ndeki yaşamları karşılaştırmaya çalışan yazar, tüm insanlar için kurguladığı muazzam bir gezegeni umut etmektedir.
Dünyadaki hayatı sonlandıktan sonra, bedeninden ayrılan ruhu yeni bir bebeğe geçmişti ve o bebekte ta kendisiydi.
Sevincin ve hüznün ince ince işlendiği Cennete Yolculuk kitabı okuyucunun kafasında yeni ufuklar açacak niteliktedir. Ölüm gerçeği ile baş başa olan okuyucunun kafasında: “Başka bir yaşam, başka bir gezegen olabilir mi?” ihtimalini yaratmaktadır.
Geceleri, gözlerinden çeşme gibi uyku akmasına rağmen düşmanlarının yani CİA, KGB, MOSSAD gibi bazı teşkilatların, her an eve girip kendisini boğacaklarını, ellerindeki silahlarla ve keskin bıçaklarla bütün bedenini delik deşik edeceklerini, evlerine yerleştirdikleri bombaları patlatıp havaya uçuracaklarını düşünürdü.
Babasının ruhunun peşine düşen kitap kahramanı, dünyadayken yaşadığı hastalıkların, sıkıntıların ödüllerini Cennet Gezegeni'nde alınacağını iddia etmektedir.
Zehra, dünyadayken hemen hemen bütün psikolojik hastalıkları yaşamıştı. Bunlardan ilki depresyondu. Sırasıyla paranoya, şizofreni, bipolar bozukluğu, panik atak gibi hastalıklar takip etmişti. Yaşadığı bu hastalıkların her biri ayrı bir işkence ayrı bir cehennemdi.
Zehra'nın kendi hayalleri peşine düşerken ki Allah ile sohbeti oldukça enteresandır. Beynindeki izdüşümleri cesaretle kaleme alan Yazar, okuyucuya yazdıklarının gerçek mi kurgu mu olup olmadığını düşündürtmektedir.
Cennete Yolculuk kitabı, Zehra'nın Dünya'dayken ölen babasının ruhunu Cennet Gezegeni'nde aramasının romanıdır. Babasının ruhunu ararken Dünya ve Cennet Gezegeni'ndeki yaşamları karşılaştırmaya çalışan yazar, tüm insanlar için kurguladığı muazzam bir gezegeni umut etmektedir.
Dünyadaki hayatı sonlandıktan sonra, bedeninden ayrılan ruhu yeni bir bebeğe geçmişti ve o bebekte ta kendisiydi.
Sevincin ve hüznün ince ince işlendiği Cennete Yolculuk kitabı okuyucunun kafasında yeni ufuklar açacak niteliktedir. Ölüm gerçeği ile baş başa olan okuyucunun kafasında: “Başka bir yaşam, başka bir gezegen olabilir mi?” ihtimalini yaratmaktadır.
Geceleri, gözlerinden çeşme gibi uyku akmasına rağmen düşmanlarının yani CİA, KGB, MOSSAD gibi bazı teşkilatların, her an eve girip kendisini boğacaklarını, ellerindeki silahlarla ve keskin bıçaklarla bütün bedenini delik deşik edeceklerini, evlerine yerleştirdikleri bombaları patlatıp havaya uçuracaklarını düşünürdü.
Babasının ruhunun peşine düşen kitap kahramanı, dünyadayken yaşadığı hastalıkların, sıkıntıların ödüllerini Cennet Gezegeni'nde alınacağını iddia etmektedir.
Zehra, dünyadayken hemen hemen bütün psikolojik hastalıkları yaşamıştı. Bunlardan ilki depresyondu. Sırasıyla paranoya, şizofreni, bipolar bozukluğu, panik atak gibi hastalıklar takip etmişti. Yaşadığı bu hastalıkların her biri ayrı bir işkence ayrı bir cehennemdi.
Zehra'nın kendi hayalleri peşine düşerken ki Allah ile sohbeti oldukça enteresandır. Beynindeki izdüşümleri cesaretle kaleme alan Yazar, okuyucuya yazdıklarının gerçek mi kurgu mu olup olmadığını düşündürtmektedir.