Roma imparatoru Marcus Aurelius İ.S. 173 yılında Markoman Harplerinde, zırhlı süvarilerden oluşan, büyük boy kılıçları ve madeni uçlu mızrakları olan, Kafkasla-rın meşhur Kabardey cinsi atlarına binen Sarmatya ve Sind halklarını bozguna uğrattı.
Sarmatya Kralı Zanticus Romanlara savaş tazminatı olarak 'yedek birlikler' adı altında atlarıyla birlikte 5500 Sarmatyalı ve Sindli savaşçı yolladı.
Bu ordu imparator tarafından İngiltere'nin kuzeyindeki Hadrian Surlarına intikal ettirildi ve Romalılar İ.S. 410 senesinde buralardan çekilene dek İngiltere'nin kuzeydoğusunda Yorkshire'de kaldılar. İngiliz tarihçiler efsanevi kralları Arthur'un bu kabilelerden geldiğini savunur.
Bu roman Sind-Adige savaşçısı Danyal ile Sarmatyalı seçkin savaşçılarının, Roma İmparatoru'nun emrine girdikten sonra asayişi temin için gittikleri İngiltere'nin Caledonia bölgesinde yaşadıkları maceraları konu alıyor.
Romanı ilginç kılan hususlardan biri de, olayların yer yer Sindli savaşçı Danyal'ın Kabardey cinsi atı Hermes'in gözünden aktarılıyor- olması. Yazar sahip olduğu geniş atçılık kültürünü bu eserinde atlarla empati kurma düzeyine çıkartırken, romanına da ayrı bir tad ve zenginlik katmayı başarıyor.
Roma imparatoru Marcus Aurelius İ.S. 173 yılında Markoman Harplerinde, zırhlı süvarilerden oluşan, büyük boy kılıçları ve madeni uçlu mızrakları olan, Kafkasla-rın meşhur Kabardey cinsi atlarına binen Sarmatya ve Sind halklarını bozguna uğrattı.
Sarmatya Kralı Zanticus Romanlara savaş tazminatı olarak 'yedek birlikler' adı altında atlarıyla birlikte 5500 Sarmatyalı ve Sindli savaşçı yolladı.
Bu ordu imparator tarafından İngiltere'nin kuzeyindeki Hadrian Surlarına intikal ettirildi ve Romalılar İ.S. 410 senesinde buralardan çekilene dek İngiltere'nin kuzeydoğusunda Yorkshire'de kaldılar. İngiliz tarihçiler efsanevi kralları Arthur'un bu kabilelerden geldiğini savunur.
Bu roman Sind-Adige savaşçısı Danyal ile Sarmatyalı seçkin savaşçılarının, Roma İmparatoru'nun emrine girdikten sonra asayişi temin için gittikleri İngiltere'nin Caledonia bölgesinde yaşadıkları maceraları konu alıyor.
Romanı ilginç kılan hususlardan biri de, olayların yer yer Sindli savaşçı Danyal'ın Kabardey cinsi atı Hermes'in gözünden aktarılıyor- olması. Yazar sahip olduğu geniş atçılık kültürünü bu eserinde atlarla empati kurma düzeyine çıkartırken, romanına da ayrı bir tad ve zenginlik katmayı başarıyor.