“Xabze” Adığece bir kelime. Çerkes töresini ifade eder. Çerkeslerin anayasasıdır. Kişilerin kişilerle, kişilerin toplumla ilişkilerini düzenler; toplumsal sorunların çözümü için irade üretecek mekanizmaları oluşturur ve çalıştırır. Fazilet sayılan tüm davranışları içine alır. Teorik değil, pratiktir; gücünü de buradan alır.
Xabze kuralları, yüzyılların içinden süzülmüş, toplumun tüm fertleri tarafından da içselleştirilmiştir. Bu kültürün hakim olduğu yerlerde adli vakalar, yüz kızartıcı olaylar yaşanmaz. Kan davaları, zorla evlendirmeler, çocuk yaşta evlilikler, akraba evlilikleri olmaz. Çocuklara, kadınlara yönelik şiddet görülmez. Devletlerin yasalarla önüne geçemediği pek çok mesele, xabzenin öngördüğü meclislerde alınacak bir kararla kolayca hâl yoluna sokulur.
Xabze toplumunda hakim, savcı yoktur. Herkesin otokontrol mekanizması en üst düzeyde gelişmiştir. Kendini kontrol edemeyen toplumu karşısında bulur. Hapishaneleri, polis teşkilatları yoktur. Yaptırım, ayıplanmak ve dışlanmak şeklinde olur. Kimse ayıplı yaşamak istemez. Hikmeti, öncelikle kişilerin kazanılmak istenmesidir.
Xabze kültüründe, yaşlının, gencin, kadının, erkeğin konumu bellidir. Kadın erkekle eşit statüde ve her daim hayatın içindedir.
Kısaca, xabze hayatı tamamıyla sarmalamış, hiçbir boşluk bırakmamıştır.
Günümüzde şehirlere göçler nedeniyle köyler boşaldı. Toplu yaşam alanlarının bozulmasıyla xabze kültürü de büyük bir erozyona uğradı. Xabzeyi bilen ve yaşayan insanların azalmasıyla, gençlerin bu güzel kültürü tanıma fırsatları da azalmış oldu. Bu nedenle, gören ve yaşayanların, görgü ve şahitliklerini gecikmeden kaleme almaları gerekiyor. Ben, kendi evimde, köyümde, çevremde, görerek, yaşayarak öğrendiklerimi bu kitapta topladım. Yazdıklarım elbette xabzenin tamamı değil; legonun sadece bir parçası.
Fotoğrafın bütününü ortaya çıkartmaya katkım olursa kendimi bahtiyar hissederim.
“Xabze” Adığece bir kelime. Çerkes töresini ifade eder. Çerkeslerin anayasasıdır. Kişilerin kişilerle, kişilerin toplumla ilişkilerini düzenler; toplumsal sorunların çözümü için irade üretecek mekanizmaları oluşturur ve çalıştırır. Fazilet sayılan tüm davranışları içine alır. Teorik değil, pratiktir; gücünü de buradan alır.
Xabze kuralları, yüzyılların içinden süzülmüş, toplumun tüm fertleri tarafından da içselleştirilmiştir. Bu kültürün hakim olduğu yerlerde adli vakalar, yüz kızartıcı olaylar yaşanmaz. Kan davaları, zorla evlendirmeler, çocuk yaşta evlilikler, akraba evlilikleri olmaz. Çocuklara, kadınlara yönelik şiddet görülmez. Devletlerin yasalarla önüne geçemediği pek çok mesele, xabzenin öngördüğü meclislerde alınacak bir kararla kolayca hâl yoluna sokulur.
Xabze toplumunda hakim, savcı yoktur. Herkesin otokontrol mekanizması en üst düzeyde gelişmiştir. Kendini kontrol edemeyen toplumu karşısında bulur. Hapishaneleri, polis teşkilatları yoktur. Yaptırım, ayıplanmak ve dışlanmak şeklinde olur. Kimse ayıplı yaşamak istemez. Hikmeti, öncelikle kişilerin kazanılmak istenmesidir.
Xabze kültüründe, yaşlının, gencin, kadının, erkeğin konumu bellidir. Kadın erkekle eşit statüde ve her daim hayatın içindedir.
Kısaca, xabze hayatı tamamıyla sarmalamış, hiçbir boşluk bırakmamıştır.
Günümüzde şehirlere göçler nedeniyle köyler boşaldı. Toplu yaşam alanlarının bozulmasıyla xabze kültürü de büyük bir erozyona uğradı. Xabzeyi bilen ve yaşayan insanların azalmasıyla, gençlerin bu güzel kültürü tanıma fırsatları da azalmış oldu. Bu nedenle, gören ve yaşayanların, görgü ve şahitliklerini gecikmeden kaleme almaları gerekiyor. Ben, kendi evimde, köyümde, çevremde, görerek, yaşayarak öğrendiklerimi bu kitapta topladım. Yazdıklarım elbette xabzenin tamamı değil; legonun sadece bir parçası.
Fotoğrafın bütününü ortaya çıkartmaya katkım olursa kendimi bahtiyar hissederim.