Çevre, tüm canlıların yegâne ortak evidir. Çevre var olmadan canlıların yaşamını sürdürebilmesi mümkün değildir. Yaşamımızın ana kaynağı, doğanın bir bütün olarak kendisidir. Canlı yaşamı için gerekli olan tüm temel ihtiyaç maddeleri doğrudan çevrenin fiziksel ve biyolojik unsurlarından karşılanmaktadır. Hava, su, besin maddeleri ve barınma gibi canlı yaşamı için gerekli olan tüm asgari ihtiyaçlar, doğanın sunduğu imkânlardan temin edilmektedir. Bu temel ihtiyaçlarımızı karşılayamadan var olabilmemiz mümkün değildir. Bu nedenle çevre var olduğu sürece bizler de varızdır.
Doğa bizi var eden en temel unsur olmasına rağmen, çevrenin fiziksel ve biyolojik unsurları insanlar tarafından sistematik bir şekilde yok edilmektedir. Doğaya karşı olan minnet duygumuzu, onu yok ederek göster(eme)mekteyiz. Doğaya karşı yaptıklarımızdan ya da yap(a)madıklarımızdan dolayı doğanın “nankör çocukları” gibiyiz. Kendini evrenin merkezinde gören insanoğlu, lüks tüketim alışkanlıkları için tabiata her türlü zararı vermektedir. Tabiri caizse “bindiğimiz dalı” kesiyoruz. Çünkü doğaya zarar vererek aslında kendi varoluşumuzu riske atıyoruz.
Çevre, tüm canlıların yegâne ortak evidir. Çevre var olmadan canlıların yaşamını sürdürebilmesi mümkün değildir. Yaşamımızın ana kaynağı, doğanın bir bütün olarak kendisidir. Canlı yaşamı için gerekli olan tüm temel ihtiyaç maddeleri doğrudan çevrenin fiziksel ve biyolojik unsurlarından karşılanmaktadır. Hava, su, besin maddeleri ve barınma gibi canlı yaşamı için gerekli olan tüm asgari ihtiyaçlar, doğanın sunduğu imkânlardan temin edilmektedir. Bu temel ihtiyaçlarımızı karşılayamadan var olabilmemiz mümkün değildir. Bu nedenle çevre var olduğu sürece bizler de varızdır.
Doğa bizi var eden en temel unsur olmasına rağmen, çevrenin fiziksel ve biyolojik unsurları insanlar tarafından sistematik bir şekilde yok edilmektedir. Doğaya karşı olan minnet duygumuzu, onu yok ederek göster(eme)mekteyiz. Doğaya karşı yaptıklarımızdan ya da yap(a)madıklarımızdan dolayı doğanın “nankör çocukları” gibiyiz. Kendini evrenin merkezinde gören insanoğlu, lüks tüketim alışkanlıkları için tabiata her türlü zararı vermektedir. Tabiri caizse “bindiğimiz dalı” kesiyoruz. Çünkü doğaya zarar vererek aslında kendi varoluşumuzu riske atıyoruz.