Çevre Etiği ve Spinoza

Stok Kodu:
9786257431538
Boyut:
16.00x24.00
Sayfa Sayısı:
138
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2021-08
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
42,00
9786257431538
754926
Çevre Etiği ve Spinoza
Çevre Etiği ve Spinoza
42.00

Çevre, tüm canlıların yegâne ortak evidir. Çevre var olmadan canlıların yaşamını sürdürebilmesi mümkün değildir. Yaşamımızın ana kaynağı, doğanın bir bütün olarak kendisidir. Canlı yaşamı için gerekli olan tüm temel ihtiyaç maddeleri doğrudan çevrenin fiziksel ve biyolojik unsurlarından karşılanmaktadır. Hava, su, besin maddeleri ve barınma gibi canlı yaşamı için gerekli olan tüm asgari ihtiyaçlar, doğanın sunduğu imkânlardan temin edilmektedir. Bu temel ihtiyaçlarımızı karşılayamadan var olabilmemiz mümkün değildir. Bu nedenle çevre var olduğu sürece bizler de varızdır.
Doğa bizi var eden en temel unsur olmasına rağmen, çevrenin fiziksel ve biyolojik unsurları insanlar tarafından sistematik bir şekilde yok edilmektedir. Doğaya karşı olan minnet duygumuzu, onu yok ederek göster(eme)mekteyiz. Doğaya karşı yaptıklarımızdan ya da yap(a)madıklarımızdan dolayı doğanın “nankör çocukları” gibiyiz. Kendini evrenin merkezinde gören insanoğlu, lüks tüketim alışkanlıkları için tabiata her türlü zararı vermektedir. Tabiri caizse “bindiğimiz dalı” kesiyoruz. Çünkü doğaya zarar vererek aslında kendi varoluşumuzu riske atıyoruz.

Çevre, tüm canlıların yegâne ortak evidir. Çevre var olmadan canlıların yaşamını sürdürebilmesi mümkün değildir. Yaşamımızın ana kaynağı, doğanın bir bütün olarak kendisidir. Canlı yaşamı için gerekli olan tüm temel ihtiyaç maddeleri doğrudan çevrenin fiziksel ve biyolojik unsurlarından karşılanmaktadır. Hava, su, besin maddeleri ve barınma gibi canlı yaşamı için gerekli olan tüm asgari ihtiyaçlar, doğanın sunduğu imkânlardan temin edilmektedir. Bu temel ihtiyaçlarımızı karşılayamadan var olabilmemiz mümkün değildir. Bu nedenle çevre var olduğu sürece bizler de varızdır.
Doğa bizi var eden en temel unsur olmasına rağmen, çevrenin fiziksel ve biyolojik unsurları insanlar tarafından sistematik bir şekilde yok edilmektedir. Doğaya karşı olan minnet duygumuzu, onu yok ederek göster(eme)mekteyiz. Doğaya karşı yaptıklarımızdan ya da yap(a)madıklarımızdan dolayı doğanın “nankör çocukları” gibiyiz. Kendini evrenin merkezinde gören insanoğlu, lüks tüketim alışkanlıkları için tabiata her türlü zararı vermektedir. Tabiri caizse “bindiğimiz dalı” kesiyoruz. Çünkü doğaya zarar vererek aslında kendi varoluşumuzu riske atıyoruz.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat