Türk ceza hukukunda alternatif çözüm yolları olarak kabul edilen uzlaştırma, kamu davasının açılmasının ertelenmesi ve önödemenin kapsamlı olarak ele alındığı tezde alternatif çözüm yollarının ceza hukukunda daha fazla yer almasını sağlayan onarıcı adalete de geniş yer verilmiştir. Mağdur haklarında yaşanan gelişmeler, klasik ceza adaletine yöneltilen sert eleştiriler, mahkemelerin iş yükü nedeniyle ceza yargılamalarının uzun sürmesi sonucunda ceza adaletine güvenin azalması ve suçla mücadelede yeni yöntemlere ihtiyaç duyulması, Türk Ceza Hukuku'nda alternatif çözüm yolları gereksinimini ortaya çıkarmıştır.
Alternatif çözüm yollarının Türk Ceza Hukuku'ndaki ilk örneği önödeme olmakla birlikte onarıcı adalet fikriyle 2005 yılında hukukumuza eklenen uzlaştırma; uygulama alanının genişliği, başarı oranı ve Adalet bakanlığının konuya gösterdiği yoğun ilgi sayesinde oldukça ön plandadır. Kamu davasının açılmasının ertelenmesi ise kovuşturma aşamasına geçilmeden, yalnızca soruşturma aşamasında mümkün olan bu nedenle Cumhuriyet savcısının karar verebileceği ve onarıcı adalet fikriyle uyumlu etkin bir alternatif çözüm yolu olarak karşımıza çıkar.
Alternatif çözüm yollarının ceza hukukunda nasıl ve ne kadar yer alması gerektiği tartışmaları henüz hiçbir hukuk sisteminde tamamlanmamıştır. Anglo Sakson hukukunda onarıcı adalet fikri Kıta Avrupası hukukunda da ilgiyle karşılanmış ve pek çok ülke onarıcı adalet fikrine uygun farklı uygulamaları ceza hukuklarına dâhil etmektedir. Türk ceza hukukunda da güncel olan alternatif çözüm yollarının; yasal düzenlemeleri değerlendirilmiş, yer yer eleştirilmiş ve uygulamadaki sorunlara çözüm önerileri sunulmuştur.
Türk ceza hukukunda alternatif çözüm yolları olarak kabul edilen uzlaştırma, kamu davasının açılmasının ertelenmesi ve önödemenin kapsamlı olarak ele alındığı tezde alternatif çözüm yollarının ceza hukukunda daha fazla yer almasını sağlayan onarıcı adalete de geniş yer verilmiştir. Mağdur haklarında yaşanan gelişmeler, klasik ceza adaletine yöneltilen sert eleştiriler, mahkemelerin iş yükü nedeniyle ceza yargılamalarının uzun sürmesi sonucunda ceza adaletine güvenin azalması ve suçla mücadelede yeni yöntemlere ihtiyaç duyulması, Türk Ceza Hukuku'nda alternatif çözüm yolları gereksinimini ortaya çıkarmıştır.
Alternatif çözüm yollarının Türk Ceza Hukuku'ndaki ilk örneği önödeme olmakla birlikte onarıcı adalet fikriyle 2005 yılında hukukumuza eklenen uzlaştırma; uygulama alanının genişliği, başarı oranı ve Adalet bakanlığının konuya gösterdiği yoğun ilgi sayesinde oldukça ön plandadır. Kamu davasının açılmasının ertelenmesi ise kovuşturma aşamasına geçilmeden, yalnızca soruşturma aşamasında mümkün olan bu nedenle Cumhuriyet savcısının karar verebileceği ve onarıcı adalet fikriyle uyumlu etkin bir alternatif çözüm yolu olarak karşımıza çıkar.
Alternatif çözüm yollarının ceza hukukunda nasıl ve ne kadar yer alması gerektiği tartışmaları henüz hiçbir hukuk sisteminde tamamlanmamıştır. Anglo Sakson hukukunda onarıcı adalet fikri Kıta Avrupası hukukunda da ilgiyle karşılanmış ve pek çok ülke onarıcı adalet fikrine uygun farklı uygulamaları ceza hukuklarına dâhil etmektedir. Türk ceza hukukunda da güncel olan alternatif çözüm yollarının; yasal düzenlemeleri değerlendirilmiş, yer yer eleştirilmiş ve uygulamadaki sorunlara çözüm önerileri sunulmuştur.