Ceza MUhakemesi Hukuku kitaplarında, savunma dilekçelerinde ve yargı kararlarında en sık rastladığımız ifadelerden biri "şüpheden sanık yararlanır" tümcesidir. Bu kadar sık kullanılmasına rağmen o kalın ceza muhakemesi kitaplarında yer kıtlığından bir türlü ayrıntılı olarak açıklanamayan, ülkemizde zaten az sayıda olan monografilere de konu olamayan bir konudur "şüpheden sanık yararlanır" ilkesi. Oysa uygulamada birçok savunma bu ilkeye dayandırılır ve bir çok beraat kararı da bu gerekçeyle verilir. Ceza muhakemesine ilişkin kitapların da birçok yerinde değinilmesine rağmen bir türlü ayrıntısına sıra gelmeyen bir konudur "şüpheden sanık yararlanır" ilkesi. Bu kadar önemli olmasına ve uygulamada sıklıkla başvurulmasına rağmen, bu kuralın hangi nedenle ve ne zaman çıktığı, tarihsel süreçte nasıl geliştiği, suçun hangi unsurlarının ispatında şüphe bulunması halinde uygulandığı, hangi durumlarda ise uygulanmadığı gibi pek çok soru ülkemizde derinlemesine ve derli toplu olarak çalışılmamıştır.
İşte elinizdeki bu eser, söz konusu bu büyük boşluğu gidermeye adaydır. Eserde tüm bu soruların açıklamaları ve daha nicesi ayrıntılı bir biçimde ele alınmakta ve kitabın sonunda yer alan konu ile ilgili Yargıtay kararları da çalışmayı hem akademisyenler hem de uygulamacılar açısından daha da değerli ve kullanışlı hale getirmektedir. Hatta daha şimdiden kitabın boşluğu gidermekte adaylıktan, bu alandaki temel eser olmaya doğru evrielceğini söylemek yanlış olmayacaktır.
Ceza MUhakemesi Hukuku kitaplarında, savunma dilekçelerinde ve yargı kararlarında en sık rastladığımız ifadelerden biri "şüpheden sanık yararlanır" tümcesidir. Bu kadar sık kullanılmasına rağmen o kalın ceza muhakemesi kitaplarında yer kıtlığından bir türlü ayrıntılı olarak açıklanamayan, ülkemizde zaten az sayıda olan monografilere de konu olamayan bir konudur "şüpheden sanık yararlanır" ilkesi. Oysa uygulamada birçok savunma bu ilkeye dayandırılır ve bir çok beraat kararı da bu gerekçeyle verilir. Ceza muhakemesine ilişkin kitapların da birçok yerinde değinilmesine rağmen bir türlü ayrıntısına sıra gelmeyen bir konudur "şüpheden sanık yararlanır" ilkesi. Bu kadar önemli olmasına ve uygulamada sıklıkla başvurulmasına rağmen, bu kuralın hangi nedenle ve ne zaman çıktığı, tarihsel süreçte nasıl geliştiği, suçun hangi unsurlarının ispatında şüphe bulunması halinde uygulandığı, hangi durumlarda ise uygulanmadığı gibi pek çok soru ülkemizde derinlemesine ve derli toplu olarak çalışılmamıştır.
İşte elinizdeki bu eser, söz konusu bu büyük boşluğu gidermeye adaydır. Eserde tüm bu soruların açıklamaları ve daha nicesi ayrıntılı bir biçimde ele alınmakta ve kitabın sonunda yer alan konu ile ilgili Yargıtay kararları da çalışmayı hem akademisyenler hem de uygulamacılar açısından daha da değerli ve kullanışlı hale getirmektedir. Hatta daha şimdiden kitabın boşluğu gidermekte adaylıktan, bu alandaki temel eser olmaya doğru evrielceğini söylemek yanlış olmayacaktır.