Hep korku vardır gözlerinde
Hep eziklik
Öyle masum öyle bihaberdi ki dünyadan
Sadece çocuk yüreğiyle ve içgüdüleriyle
Bir eksiklik hissederdi
Farkında olmadan
Onu bağrına basan, doya doya koklayan
Tüm sıcaklığını bedeninde hissedeceği
Sığınacağı bir sine
Bir ana kucağı arıyordu bilinçsizce
Kocaman kocaman açarak baktığı ela gözlerinde
Yalnızlığın büyük hüznü vardı
Hep takatsiz, mecalsiz dururdu ayakta
Küçük omuzlarında büyük bir yük taşırdı adeta
Henüz dünyaya gözünü açarken
Ve merhaba diyerek keşfederken evreni
Annesi bir melek gibi uçup gitmiş
Yapayalnız bırakmıştı Gülseren'i
Mahallenin çocukları sık sık ona içini acıtan o soruyu sorardı
“Gülseren çiçek ne gibi kokar?”
0, yazgısı karalı sevgisizliğin burukluğu, hüznü yüzüne vurmuş
Başını kaldırıp, cılız, naçar ve acılı
Gözlerle bakarak cevap verirdi:
“Çiçek ana kokusu gibi kokar”
Hep korku vardır gözlerinde
Hep eziklik
Öyle masum öyle bihaberdi ki dünyadan
Sadece çocuk yüreğiyle ve içgüdüleriyle
Bir eksiklik hissederdi
Farkında olmadan
Onu bağrına basan, doya doya koklayan
Tüm sıcaklığını bedeninde hissedeceği
Sığınacağı bir sine
Bir ana kucağı arıyordu bilinçsizce
Kocaman kocaman açarak baktığı ela gözlerinde
Yalnızlığın büyük hüznü vardı
Hep takatsiz, mecalsiz dururdu ayakta
Küçük omuzlarında büyük bir yük taşırdı adeta
Henüz dünyaya gözünü açarken
Ve merhaba diyerek keşfederken evreni
Annesi bir melek gibi uçup gitmiş
Yapayalnız bırakmıştı Gülseren'i
Mahallenin çocukları sık sık ona içini acıtan o soruyu sorardı
“Gülseren çiçek ne gibi kokar?”
0, yazgısı karalı sevgisizliğin burukluğu, hüznü yüzüne vurmuş
Başını kaldırıp, cılız, naçar ve acılı
Gözlerle bakarak cevap verirdi:
“Çiçek ana kokusu gibi kokar”