Eskiden bir dergahta, çok küfürbaz bir mürit varmış. Şeyhi, müridin küfür etmesine çok kızarmış. Ancak mürit kendisine bir türlü hakim olamadığını söylermiş. Bunun üzerine Şeyh:
"Dilinin altına bir bakla tanesi koy, küfür edeceğin zaman bu bakla engel olur," demiş. Gerçekten de baklayı koyduktan sonra mürid artık küfür etmez olmuş.
Bir gün Şeyh ile mürid, camiye giderken cumbalı bir evin önünden geçiyorlarmış. O sırada genç bir kız pencereden:
"Hoca Efendi, Hoca Efendi! Bir dakika durur musunuz? Annemin bir diyeceği var," demiş. Şeyh ile mürid, beklemeye başlamışlar. Bu arada yağmur başlamış.
Eskiden bir dergahta, çok küfürbaz bir mürit varmış. Şeyhi, müridin küfür etmesine çok kızarmış. Ancak mürit kendisine bir türlü hakim olamadığını söylermiş. Bunun üzerine Şeyh:
"Dilinin altına bir bakla tanesi koy, küfür edeceğin zaman bu bakla engel olur," demiş. Gerçekten de baklayı koyduktan sonra mürid artık küfür etmez olmuş.
Bir gün Şeyh ile mürid, camiye giderken cumbalı bir evin önünden geçiyorlarmış. O sırada genç bir kız pencereden:
"Hoca Efendi, Hoca Efendi! Bir dakika durur musunuz? Annemin bir diyeceği var," demiş. Şeyh ile mürid, beklemeye başlamışlar. Bu arada yağmur başlamış.