Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, uzak bir dağ köyünde, al yanaklı gül dudaklı bir çoban kızı yaşarmış. Güzelliği dillere destan olan bu kızın adı Gülbahar'mış. Yumuşak huylu, sevecen, cana yakın bir kızmış. Yüzünün güzelliği, yüreğinin temizliğinden ileri gelirmiş. Gülbahar kız, henüz onyedisindeymiş. O kadar utangaçmış ki, her zamana, yolunun üstüne bir delikanlı çıksa, o güzel yanakları kızılcık şurubu gibi kızarırmış. Eli ayağı dolaşır; nasıl davranacağını bilemezmiş...
Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, uzak bir dağ köyünde, al yanaklı gül dudaklı bir çoban kızı yaşarmış. Güzelliği dillere destan olan bu kızın adı Gülbahar'mış. Yumuşak huylu, sevecen, cana yakın bir kızmış. Yüzünün güzelliği, yüreğinin temizliğinden ileri gelirmiş. Gülbahar kız, henüz onyedisindeymiş. O kadar utangaçmış ki, her zamana, yolunun üstüne bir delikanlı çıksa, o güzel yanakları kızılcık şurubu gibi kızarırmış. Eli ayağı dolaşır; nasıl davranacağını bilemezmiş...