Bir gün karanlık, öte alemlerden, kar gibi dökülen kristal prizmalar içinde size yabancı, aykırı öyküler anlatan masal kadınının imgelerini görmeye başlarsanız o vakit Günseli İnal Atlası'nın ilk şifrelerini çözdüğünüzü düşünebilirsiniz. O vakit gördükleriniz karşısında boğulduğunuz duygulardan dolayı çıplak ayaklarınızla koşmaya başlayacaksınız her yanı çivili bir yatak haline gelmiş yerküre üzerinde vargücünüzle. Ayaklarınıza saplanan çivilerin verdiği acıları duyumsamaksızın çığlıklarınız yankılanacak dünya üzerinde ve onlar birer şiir adı alacak. Kaynar damlalar cehennem alevi olup akacak göz yaşlarınız yerine. Siz bile şaşacaksınız gözlerinzin becerilerine. O vakit sarsacak bir el omuzunuzu sizi kendinize getirmek istercesine: "Günseli İnal Evreni" ne hoş geldiniz." diyecek. Acılarınızı dudaklarınızda taşıyım; her an fısıldamak için. Kalbinizi iki elinizle sıkıca tutun lavlara düşmesin diye. Ruhsal erişkinlik günlerinize lanet edin; kavramadan önce dünyayı her şey daha katlanılırdı diye.
Günseli İnal şiiri imgelere, antikiteye, mitolojiye, kozmik arayışlara ve astral göndermelere yaslanır. O yüzden onun şiirini sevmek için felsefe, klasisizm ve resim bilmek gerekir. O vakit onun imgeler dünyasının önünüze koyduğı sarsıcı ve bir o kadar ürkütücü evreni farkedebilirsiniz. Buna rağmen, karmaşa ve kaos deryasının armoniye dünüştürülüp önünüze sunulduğu korkutucu karanlıklardan yola çıkıp naifliğine kadar taşıyabilir sizi Günseli İnal İşte o yüzden gizemli dünyaların ürkütücü derinliklerine açılan naif kapıların şairidir o.
"Türk Edebiyatı'ndaki Yeni Kara<"/b>'nın öncel temsilcileri olan Ece Ayhan, Nilgün Marmara ve Günseli İnal triumvirinden bize yadigar kalan yaşamdaki son " şair gibi şair", 21. Yüzyıl'ın hakkını veriyor. Şair Günseli İnal dizeleri ile gerçekten de şair gibi gözüküyor. Çağımızın aymaz insanı belki farkında olmayabilir ama hala, Çocukluğun Son Günü kadar güzel.
(Tanıtım Yazısından)
Bir gün karanlık, öte alemlerden, kar gibi dökülen kristal prizmalar içinde size yabancı, aykırı öyküler anlatan masal kadınının imgelerini görmeye başlarsanız o vakit Günseli İnal Atlası'nın ilk şifrelerini çözdüğünüzü düşünebilirsiniz. O vakit gördükleriniz karşısında boğulduğunuz duygulardan dolayı çıplak ayaklarınızla koşmaya başlayacaksınız her yanı çivili bir yatak haline gelmiş yerküre üzerinde vargücünüzle. Ayaklarınıza saplanan çivilerin verdiği acıları duyumsamaksızın çığlıklarınız yankılanacak dünya üzerinde ve onlar birer şiir adı alacak. Kaynar damlalar cehennem alevi olup akacak göz yaşlarınız yerine. Siz bile şaşacaksınız gözlerinzin becerilerine. O vakit sarsacak bir el omuzunuzu sizi kendinize getirmek istercesine: "Günseli İnal Evreni" ne hoş geldiniz." diyecek. Acılarınızı dudaklarınızda taşıyım; her an fısıldamak için. Kalbinizi iki elinizle sıkıca tutun lavlara düşmesin diye. Ruhsal erişkinlik günlerinize lanet edin; kavramadan önce dünyayı her şey daha katlanılırdı diye.
Günseli İnal şiiri imgelere, antikiteye, mitolojiye, kozmik arayışlara ve astral göndermelere yaslanır. O yüzden onun şiirini sevmek için felsefe, klasisizm ve resim bilmek gerekir. O vakit onun imgeler dünyasının önünüze koyduğı sarsıcı ve bir o kadar ürkütücü evreni farkedebilirsiniz. Buna rağmen, karmaşa ve kaos deryasının armoniye dünüştürülüp önünüze sunulduğu korkutucu karanlıklardan yola çıkıp naifliğine kadar taşıyabilir sizi Günseli İnal İşte o yüzden gizemli dünyaların ürkütücü derinliklerine açılan naif kapıların şairidir o.
"Türk Edebiyatı'ndaki Yeni Kara<"/b>'nın öncel temsilcileri olan Ece Ayhan, Nilgün Marmara ve Günseli İnal triumvirinden bize yadigar kalan yaşamdaki son " şair gibi şair", 21. Yüzyıl'ın hakkını veriyor. Şair Günseli İnal dizeleri ile gerçekten de şair gibi gözüküyor. Çağımızın aymaz insanı belki farkında olmayabilir ama hala, Çocukluğun Son Günü kadar güzel.
(Tanıtım Yazısından)