Mehmet Hasgüler'e göre Kıbrıs, "Coğrafyasına teslim olmuş bir ada"dır; bütün çözüm önerileri coğrafyanın konumu üzerine kurulmuş, tarih ona göre şekillenmiş, yaratılmıştır; ama coğrafyaya bu teslimiyet hem yurtseverlik bağlamında, hem de siyaseten ciddi bir zemine oturtamamıştır.
Türkiye basınında Kıbrıs yoğun olarak tartışılmış olsa bile, bu her zaman parametrelerin dışına çıkılmaksızın yapılmıştır. Bu parametrelerin de AB ve ABD hizasında olmasına dikkat ve ehemmiyet gösterilerek tarif edildiğine de kimsenin kuşkusu olmamalıdır.
Hasgüler, "Uluslararası ilişkilerde haklı ya da haksız yoktur." derken, Türklerin Rumların haklılığı, Türklerin Rumların çıkarları üzerine kurulan tezleri darmadağın eder ve Kıbrıs'ta taraflardan birinin haklılığı ve hakları üzerine kurulan çözüm önerilerinin hiçbir şekilde barışı Kıbrıs'a getiremeyeceğini söyler. Tezlerini de, Kıbrıs'ı, Rumu ve Türkü ile "tek bir taraf" olarak değerlendirerek üretir.
Mehmet Hasgüler'e göre Kıbrıs, "Coğrafyasına teslim olmuş bir ada"dır; bütün çözüm önerileri coğrafyanın konumu üzerine kurulmuş, tarih ona göre şekillenmiş, yaratılmıştır; ama coğrafyaya bu teslimiyet hem yurtseverlik bağlamında, hem de siyaseten ciddi bir zemine oturtamamıştır.
Türkiye basınında Kıbrıs yoğun olarak tartışılmış olsa bile, bu her zaman parametrelerin dışına çıkılmaksızın yapılmıştır. Bu parametrelerin de AB ve ABD hizasında olmasına dikkat ve ehemmiyet gösterilerek tarif edildiğine de kimsenin kuşkusu olmamalıdır.
Hasgüler, "Uluslararası ilişkilerde haklı ya da haksız yoktur." derken, Türklerin Rumların haklılığı, Türklerin Rumların çıkarları üzerine kurulan tezleri darmadağın eder ve Kıbrıs'ta taraflardan birinin haklılığı ve hakları üzerine kurulan çözüm önerilerinin hiçbir şekilde barışı Kıbrıs'a getiremeyeceğini söyler. Tezlerini de, Kıbrıs'ı, Rumu ve Türkü ile "tek bir taraf" olarak değerlendirerek üretir.