Hayatımız yolculuk işte… Kaçıyoruz hep bir şeylerden.
Upuzun yollar uzanıyordu önümde. Sağımda solumda mısır tarlaları, ayçiçekleri, rüzgârda dans eden sararmış buğday başakları, yemyeşil ovalar diziliyordu. Telefon tellerine konmuş kuşların umarsız bakışları altında çok uzaklara gidiyordum.
…Kısa bir sessizlik. Uzayıp giden bozkırda telaşlı bir rüzgâr. Havada uçuşan saman taneleri. Kireçli toprağın havaya bıraktığı beyaz bir sis. Ağır ağır geçiyor önümden ırmağın kıvrılan çağıltısı. Rüzgâr daha bir telaşlı. Samanlar uçuşuyor. Gözlerim sigaranın dumanından yanıyor. Sonra kendi kendime ‘Geçecek bunlar.' diyorum. Geçiyorum işte öyle her şeyden. Geçiyorum…
Hayatımız yolculuk işte… Kaçıyoruz hep bir şeylerden.
Upuzun yollar uzanıyordu önümde. Sağımda solumda mısır tarlaları, ayçiçekleri, rüzgârda dans eden sararmış buğday başakları, yemyeşil ovalar diziliyordu. Telefon tellerine konmuş kuşların umarsız bakışları altında çok uzaklara gidiyordum.
…Kısa bir sessizlik. Uzayıp giden bozkırda telaşlı bir rüzgâr. Havada uçuşan saman taneleri. Kireçli toprağın havaya bıraktığı beyaz bir sis. Ağır ağır geçiyor önümden ırmağın kıvrılan çağıltısı. Rüzgâr daha bir telaşlı. Samanlar uçuşuyor. Gözlerim sigaranın dumanından yanıyor. Sonra kendi kendime ‘Geçecek bunlar.' diyorum. Geçiyorum işte öyle her şeyden. Geçiyorum…