Türkiye'de sol örgüt ve hareketler, Cumhuriyet gazetesini merkez almak kaydıyla hep cuntalara yakın durdu. Gazete yöneticileri bazen darbe için ortam hazırladı, bazen ise bizzat cuntanın içinde yer aldı. 27 Mayıs 1960, 9 Mart 1971, 12 Mart 1971, 12 Eylül 1980, 28 Şubat 1998, 27 Nisan 2007 tarihleri Türkiye Cumhuriyeti'nin demokrasi adına çıktığı yolda sivil yönetimin karşılaştığı askeri müdahalelerin tarihi serüvenini gösteriyordu. İşin yanlış olan tarafı ise demokrasi ve özgürlük adına var olması gereken basın etiğinin tam tersi hareket eden Cumhuriyet gazetesinin bahsi geçen darbe girişimlerinin sürekli odağında olmasıydı.
Cumhuriyet yazarı Mustafa Balbay ve İlhan Selçuk'un Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınması üzerine eski Cumhuriyetçi Hasan Cemal; "İlhan Selçuk gözaltına alınınca neredeyse kırk yıl öncesine gittim. 1969'u, 1970'i, 1971'i düşündüm. Darbeci ya da cuntacı yıllarımı... Gözümün önünden geçip giden filmin karelerinde kimler yoktu ki. Doğan Avcıoğlu, İlhan Selçuk, İlhami Soysal, Uğur Mumcu." diyordu.
Dün ve bugün arasında iki köprü bulunuyor. İlki 9 Mart'tan Ayışığı ve Sarıkız'a uzanıyor... İkincisi Cumhuriyet gazetesinden Ergenekon'a... Özden Örnek'in darbe günlükleri, ardından Cumhuriyet yazarı Mustafa Balbay'ın darbe günlükleri. Geçmişte ve günümüzde Cumhuriyet gazetesinin darbe politikası güden yayınları, sadece niyet, siyasete bakış, iktidar anlayışı açısından benzerlikler arz etmiyor, aynı zamanda bildik aktörleri çıkarıyor karşımıza; Derin Cumhuriyet Cuntası'nı...
Türkiye'de sol örgüt ve hareketler, Cumhuriyet gazetesini merkez almak kaydıyla hep cuntalara yakın durdu. Gazete yöneticileri bazen darbe için ortam hazırladı, bazen ise bizzat cuntanın içinde yer aldı. 27 Mayıs 1960, 9 Mart 1971, 12 Mart 1971, 12 Eylül 1980, 28 Şubat 1998, 27 Nisan 2007 tarihleri Türkiye Cumhuriyeti'nin demokrasi adına çıktığı yolda sivil yönetimin karşılaştığı askeri müdahalelerin tarihi serüvenini gösteriyordu. İşin yanlış olan tarafı ise demokrasi ve özgürlük adına var olması gereken basın etiğinin tam tersi hareket eden Cumhuriyet gazetesinin bahsi geçen darbe girişimlerinin sürekli odağında olmasıydı.
Cumhuriyet yazarı Mustafa Balbay ve İlhan Selçuk'un Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınması üzerine eski Cumhuriyetçi Hasan Cemal; "İlhan Selçuk gözaltına alınınca neredeyse kırk yıl öncesine gittim. 1969'u, 1970'i, 1971'i düşündüm. Darbeci ya da cuntacı yıllarımı... Gözümün önünden geçip giden filmin karelerinde kimler yoktu ki. Doğan Avcıoğlu, İlhan Selçuk, İlhami Soysal, Uğur Mumcu." diyordu.
Dün ve bugün arasında iki köprü bulunuyor. İlki 9 Mart'tan Ayışığı ve Sarıkız'a uzanıyor... İkincisi Cumhuriyet gazetesinden Ergenekon'a... Özden Örnek'in darbe günlükleri, ardından Cumhuriyet yazarı Mustafa Balbay'ın darbe günlükleri. Geçmişte ve günümüzde Cumhuriyet gazetesinin darbe politikası güden yayınları, sadece niyet, siyasete bakış, iktidar anlayışı açısından benzerlikler arz etmiyor, aynı zamanda bildik aktörleri çıkarıyor karşımıza; Derin Cumhuriyet Cuntası'nı...